Ece'nin ek gıdaları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ece'nin ek gıdaları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Eylül 2009 Çarşamba

16 ay+12 gün durum raporu..


Hamilelikteki gibi 36+2 hey gidi heyy..:)

Bir haftalık sınavlar bitti,annem Ankaraya döndü..Ece kız bir hafta annanne ve Aslı ablayla takıldı ben işteyken..Hiç sorunsuz baybay yapa yapa yolladı beni okula..Aslıcığın da etkisi var tabi..Bi taraftan kuma kavgaları devam etse de onunla olunca aramıyor beni çok fazla..İki hafta daha tatilde anne,ne güzel ne güzel:))

Dün kontrole ve aşıya götürdük hanımı (geçen ay suçiçeği aşısını vurdurmamıştık pnömokokla birlikte olmasın diye)..Bi çığırtı bi çığırtı doktoru görünce..Adamcağızı dövmediği kaldı bir..Her kontrol bir eziyet şeklinde devam edecek bundan sonra öyle görünüyo..Bu ay kilo almamış hiç,eyvallah..Zaten geçen ay biraz fazlaca alarak şaşırtmıştı bizi..Muhtemelen çıkardığı üst azılardan kaynaklı..İkisi gözüktü darısı diğerlerine..Kiloya takılmadı doktoru da zaten 11850 gayet iyi bir rakam ayına göre,sebze-meyve-et-tahıl dörtlemesinden azar azar da olsa yiyorsa dert etmeyin dedi..Hemen balığı sordu yine ,haftada iki kere bazen azcık zorlama ve oyalama metoduyla da olsa yediriyorum dedim..Ece ilk denemeden beri sevmiyor balığı,çorbasına katıyorum bazen,bazen bölüp koyuyorum tabağına..Eti ve tavuğu hüplettiği halde balık konulan tabağı geri uzatıyor hanım..(Bide böyle bir takıntı var yemediği şey masasında durmayacak)Ne diyeyim,genetik,anne de pek sevmez,bıngıldak tam kapanmadan beyinciğine biraz omega üç gitçek kadar yesin hayatının geri kalanında kendi bilir artık..

Ek gıdaya dalmışken süt sorunsalı var bir de..Süt içiremiyorum,her yolu denedim ve her akşam-sabah denemeye devam ediyorum..Emzik gibi biberonu da ağzına hiç sokmadığı için ilk denemelerimde (11 aylık civarı)alıştırma bardağına koymuştum..Sonra su içmeyi de reddeder hale geldiğinden şimdi bardakla veriyorum,suyu bardaktan içmeye bayıldığı halde sütü görünce burnunu büküyor hemen..Pipetle falan da denedik yok..Peynir ve yoğurtla arası iyi olduğundan ve hala anne sütü aldığından çok eksiklik yaratacağını düşünmüyorum ama alışması gerek..

Bi süredir tuvalet alıştırmalarına başladık..Bu hafta bezsiz oturtmaya başladım lazımlığa..Büyüğü:)) yakalamak kolay oluyor isabet ettiriyoruz da küçüğü tutturamadık daha:))Şİmdilik uyku önceleri ve sonralarıyla,yemekten 20 dak. sonra 5'er dak. düzenini uyguluyoruz ısrarsız,zorlamasız..Du bakalım alşır mı ister mi diye deneme amaçlı ikea -kıytırık- lazımlık almıştık onu pek sevmedi sanırım..Poposunu acıtıyor ve kalkarken popoya yapışıyor:),oturması kalkması rahat değil..MOthercare'inkini beğendim,50 ytl..Bir mok teknesine:)) Du bakalım işi ilerletsin alıcaz artık:))



Yine iş öncesi 'kendi kendine uyumaya alıştırsaydım' pişmanlıkları var bi de..Aslında gece uykusu çok kötü değil..22:00-03:00 arası bir kere filan uyanıp emerek uyuyor ama sabaha karşı yatağında uyumayı reddediyor ki bu benim sabahları yanıma almamdan kaynaklı bir alışkanlık..Sabah uykusuzluğumu yenip yanıma almayı bıraksam belki güzel uyuyacak ama sabah uykuma hiç dayanamıyorum ben..Gece uykusuz kalırım problem değil ama ne kadar erken yatarsam yatayım sabahın 5'inde kalkamıyorum huyum kurusun..Ben asıl şunu merak ediyorum emzirme işi bitince nolacak?Sadece emerek uyuyan yavru ne şekilde uyuyacak?İŞte o zamanı düşünerek ya şimdi alıtırmak lazım kendi kendi kendine uyutamaya,ya da büyük aile yatağı olayını benimseyip hayata böyle devam etmek!!Düşün Esra belki harekete geçersin kız 18'ine gelmeden..

Aman ya başka şeyler yazacaktım nerden çıktı bunlar,ne yazdım...Bidahaki posta artık..Sağlıcakla..

20 Şubat 2009 Cuma

Ek Gıdalara Eklemece..


Hiçbir zaman mutfakla aram iyi olmadı..(Yapmak konusunda yani:)Yemek konusunda hamile kaldığımdan beri günbegün aşıyorum kendimi..Girmeyelim bu konuya hiç..)En sona hep yemek işim kalmıştır,hep yemeği sallamışımdır..Evi dipköşe temizlemek,dağ gibi ütüleri bitirmek bile zor gelmemiştir yemek yapmak kadar..Zaten repartuar da pek kısıtlı..Ancak bir hafta idare ediyo sonra döndür çevir başa al..Menüde çok bilindik..Öyle antin kuntin sebzeler,deniz ürünleri,afilli et yemekleri falan hiç yapmışlığım yoktur..Bildiğin kuru fasülye pilav falan..Koca kişisini de baştan uyardığım için -ki şükretsin bu halime evlendiğimde sadece makarna haşlayabiliyodum,hoş Ece doğduğundan beri baştacı yemeğimiz kendisi- problem çıkmıyo pek..Arada et yiyesi geliyo dışarıda görüyoz işimizi..

Övünmek gibi oldu bilakis uyuz oluyorum bu duruma...Öyle yarım saatte üç tencere yemeği ateşe koyan hatunlara da bitiyorum valla..Bu uyuz durumum yüzünden sofra kurma ve süsleme işini çok sevmeme rağmen -insanlara boş tabak ve şık peçeteleri yediremeyeceğim için- üç yıllık evlilik hayatımda üç kere yemekli misafirim oldu:( İlki zaten acemilik hevesi ile yaptığım ve stresten yiyemediğim için tadını bilemediğim yemek denemelerimden oluşuyodu...Misafir de kocanın müdürü ve eşi..(Cesarete bak!)Aman neyse sadete geleyim..

Tabi anne olup o muhteşem o bitmeyesi altı ayı devirince Mummy'nin paçalar tutuştu..Bi de bizim hatun o bildiğiniz bebeklere ilk verilen sebze çorbasını inatla reddedince mecbur değişik çorbalara geçtik..Tarhana okey koy arıştır ama yoğurt çorbası hiç yapmamışım mesela(yuh di mi)Neyse açtım tel. annemden öğrendim..Şehriye,mercimek, şu bu derken öğrendim çorbaları..Hanım hala sebze yemiyodu bu arada..Doktorun verdiği sabah,öğle,akşam programına geçip de iki öğünü de aynı çorbayla tamamlamak abuk gelmeye başlayınca (biliyorum artık herkes biliyor) şu sitedeki yoğurtlu karnabahar çorbasını denedim..Sonuç harika..Hapur hupur yedi..İçindeki yoğurdun aşkına yedi valla..Sonra yoğurtlu sebzeli yemeklerin herbirini denedim..Hiçbirini reddetmedi..Şimdi yoğurtsuz da olsa sebzeyi yiyor hanım..Nasıl mes'udum anlatamam..Patates ve havuçu az bişey mercimek çorbasına ekliyodum onun dışında kendim tadına bile bakmadığım enginar,brokoli,karnabahar,pırasa,balkabağı denediklerimiz ve yiyip beğendikleri...(maşallah maşallah)Arada da ceviz büyüklüğünde toplar halinde dondurduğum kıymadan ekliyorum yemeklerine..Tavuk suyuna çrbayı denedim böö diye tepki verdi resmen..Eti,tavuğu ve balığı nasıl yedirebilirimin derdindeyim şimdi..Zira çok taneli şeyler yemiyor hala..Bu da benim eline bişey tutuşturamamdan -evde yalnız olduğum için boğullur da bişiy yapamam diye korkuyorum, paranoyağım bu konularda biraz- kaynaklanıyor..Bu sorunu da aşmalı ama nasıl??

Bi de şu organik işini üzülerek bıraktım malesef..Yakınımızda -sanırım Anadolu yakasında yok zaten- organik pazar kurulmuyor..Online sipariş veriyodum sitelerinden..Ama siparişler belli günlerde alınıyor ve her verdiğim ürün gelmeyebiliyor..Mesela patates var havuç yok o hafta..E birini öyle birini böyle kullanmak da saçma oluyor..Yani taşıma suyla değirmen dönmüyor..Özellikle pazardan alarak-marketlere göre daha taze ürün geliyor-,mevsim sebzesi ve meyvesi dışında bişey almayarak,özellikle kabuksuz yedireceklerimi elma sirkeli suda bekleterek kendimce tedbirler alıyorum ama içim rahat değil tabi..Allah'a emanetler artık..

Bi de başta çok taktığım onun tabak ve kaşıklarını ayrı yıkama durumu vardı onu da bıraktım... Çünkü onun ayrı tabağı kaşığı yok artık..Cam kaselerde ve bildiğiniz tatlı kaşığıyla yediriyorum..O plastikleri kullanmıyorum..E hal böyle olunca tüm mutfak eşyaları onun eşyası..Sadece oyuncakları ve kıyafetleri için ayrı deterjan kullanıyorum..Bulaşıklar makineye:))

Ha bi de gitmeden ekleyeceğim bilen biliyodur benim gibi yeni tanışanlara hatırlatayım..İBB (halk ekmek)nin organik tam buğday ekmeği var tadı nefis..Bebişlere de gönül rahatlığıyla yedirilebilir kanımca..(Kendiniz evde yapıyosanız öperim o elinizi ben tabi) Zira bu bebek ekmeği diye satılan ürünleri hiç sevmedim ben..Zaten etimek gibi ve tuzlu tuzlu kokuyor tadı bir garip..Ben İBB'nin ekmeğini katıyorum çorbalara ve bazen kahvaltısına..Geri kalan da benim mideye artık:)

Herkese bol selam eder büyüklerimin ellerinden küçüklerimin gözlerinden öperim..

P.S.:Hemen tarihe not düşelim:Ece kızımın üstten ilk,toplamda üçüncü dişi çıktı bugün..Sol tarafta bir incimiz daha var artık:)Yanındakinin de eli kulağında

17 Ocak 2009 Cumartesi

Yok başlık maşlık.




Sıkkınım bugün..Zaten hava da sıkkın yağmurlu kapalı...Oldum olası illet olurum bu havalara..Ev karanlık ben karanlık....Bugün ağlak günüm..'Ben kötü bi anneyim' günüm..

Ece azıcık rahatsızlandı hafta başında..Üşütmüş gibiydi azıcık salya saümük durumu azıcık öksürük..Salı günü de ateş ve istifra ardıardına gelince doktoruna gittik..zaten bir haftaya muayeneye götürecektim biraz erken gitmiş olduk..Hafif bir soğuklagınlığı durumu var dedi şurup verdi doktor öksürüğü için..Boğaz kültürü alındı..Temiz çıktı enfeksiyon yok şükür..Ben bu ay hiç kilo almadığından çok emindim..Çünkü ek gıda durumu sallantıda ve bu ay çok hareketlendi...Emeklemiyor ama sürekli elinden tutup yürütülmek istiyor, ayakta olmak, bişiyleri kurcalamak biyerlerden tutunmak istiyor..Yani eskisi gibi oturup oynamak yok artık..Hatta ya kilo verdiyse falan diye de korkuyodum...ama ilginçtir geçen kontrolden bu yana (20 günde) 400 gr. almış çıktı..8,5 ay itibaryile 9700 ve 71 cm kendileri..Evet emmesinde sorun yok (maşallah)..Bütün gün ve gece emzirsem hayır demez yani (maşallah) ama hani diyolar ya artık anne sütü yetmez diye kilo almasına yetiyo demek ki..

Bu ayın dolumunda balığa ve bakliyata başla dedi doktor..İyi de biz daha sebze çorbasında takılı kaldık dedim...Yemiyo klasik sebze çorbası...Atla o zaman yemek olarak yedir farklı sebzeleri dedi..Anacım öyle yese zaten ne diye ısrar ediyim sebze çorbasında, takıntılımıyım ben hiç bir sebzeyi yemiyo velet...Geçen ay dediğin kıymayı neyin içine atıp yedircem ben yoğurduna mi meyvesine mi..fesuphanallah ya sıyıracam artık..

Neyse aman geçtim...Yalnız verdiği şurup uyutuyo yavruyu biraz..Geçen gece saat birde bir uyudu sabah altıya kadar...Aman Allah'ım dedim ya ne nimetmiş böyle beş saat üstüste uyumak...Artık çeşit çeşit rüyalar falan görmüşüm uyandığımda iki gündür uyuyomuş gibi dinçtim hesab edin yani..Ulen dedim hepmi versem ben bu şurubu uyurken..tamam saçmalamaya başladım kısa keseyim..

Küsüştük gene hanımla..Meyvesini yemedi..Kızdım sabredemedim...Anneme havale ettim kendisini...Kötü anneyim ben çok kötü..Sabırsız,tembel,çirkin,şişko anne Esraaaaaaaaaaaa..

14 Kasım 2008 Cuma

Ve Mummy Kararları....

Öncelikle Çocuk yetiştirmeyle ilgili her konuda bir değil birden fazla doğru olduğuna ve ne kadar irdelersen bu doğrular içinde o kadar çok boğulup o kadar çok karasız kalındığına...Sonracığıma...

1.Sterilizatör kullanmamaya ve bulaşıklarını beyaz sabunla ya da (pigeon isimli bebek deterjanı ile) yıkayıp arada sırada kaynatmaya...

2. Sadece kahvaltıda kullanacağım iki kaşık sade tahıl maması için vicdan azabı duymamaya...

3. Evde pastörize günlük sütten mayaladığım yoğurdumu gönül rahatlığıyla bebeğime yedirmeye..

4. Sebze Çorbasını şimdilik tencerede yapmaya, ileride farklı sebzelere geçince buharda pişirmeye..

5. Tuzsuz peynir aramaya son vermeye..Güvendiğim bir peyniri ılık suda bekletip tuzsuz peynir elde etmeye..

6. Ek gıdalar konusunu bir daha gogılda aratmamaya ve daha fazla kafa yormamaya..

KARAR VERMİŞ BULUNUYORUM..

Bunun için mutluyum ama daha önemli bir sebep mutlu olmak için bugünün Cuma olması..E şimdilik çalışmasamda çalışan bi kocam var onun haftasonu bizim uzaklara attalarımız demek...

Güzel bir haftasonu olsun..

P.S.: Bu yazının yorumları yazar tarafından tamamen bir hata sonucu silinmiştir.Yorum yapan herkese özürlerimle..

10 Kasım 2008 Pazartesi

Beynimi kemiren sorular...

Bu aralar kafamda bissürü şey var...Dedim ya emzirme dönemi heralde annelerin en rahat dönemiymiş...Biliyorsun ki midesine giden şey senden, en temiz, en katkısız, en güzel şey...Şimdi verdiğim herşeyden şüpheliyim sanki...Bu durum ciddi bir psikopatlığa doğru gidiyor...Ve gelgelelim sorulara...

1.Malum bizim kız şimdiye kadar biberon,emzik gibi alet edevatı reddettiği için sterilizatör kullanmamıştım..Şİmdi onun bardak ve tabağını yağ değdirmediysem sıcak suyla yıkayıp haftada bir iki kere de kaynatıyorum..(gerçi bu plastikleri kaynatınca da kanserojen maddeler açığa çıkıyor diyo bazıları bu da bir paşka meselem)Ve fakat zeytinyağı girince çorbaya, bu tabak ve kaşıkları neyle yıkayacağımı şaşırıyorum...Bulaşık deterjanı kullanmak istemiyorum makineye koymak istemiyorum...Bi arkadaşım tülbente saf sabun sürüp yıkadığını söylüyo..Öyle mi yapsam...Bi de organik denilen daha az kimyasal katkılı olduğunu düşündüğüm deterjanlar var bunlardan mı alsam kararsızım....????...

2.Bu hafta kahvaltıya başlıyoruz...Kahvaltının tahıl kısmını nasıl halledeğimi düşünüyorum...Cici bebe ve bebek ekmeği kullanmak istemiyorum...İçinde mineral ve vitamin katkısı daha yerinde olur diye hazır kutu mama almaya karar verdim...Ama içinde tahıldan başka hiçbişey olsun istemiyorum...Yani süt,meyve,pekmez ve penir gibi katkılı mamalar almak yerine bunları kendi evimden katıştırmak daha güzel geliyor..Aynı zamanda organik kutu mama olsun istiyorum..He.ro Ba.by organikler var ama dört çeşidi de süt katkılı...Bi de Ber.ke.r organik mama var sadece tahıl olan ama bunu da hiçbiyerde bulamadım..Velhasıl bugün kahvaltıya başlayamadım...Bu meseleyi çözmem lazım...

3. Geçen hafta yoğurda başladık..Çok sevdi çok güzel yiyor (maşallah!) Ve fakat aklıma takılan şey şu...Hani bu bebelere bir yıla kadar inek sütü verilmemesi gerekirdi..E biz inek sütüne mayalıyoz bu yoğurdu...Bunda bi tezatlık yok mu?? Bu arada organik bir yoğurt aldım fakat maya tutturamayınca Sü.ta.ş B.aby.mix ile mayaladım...Daha iyi bir fikri olan var mı???


4.Çorbasını yaparken tencerenin ağzı açık pirirsen vitamini buhar olup uçuyo kapağını kapatırsan malum taşıyo...E bir kaşıkçık şeyi koca düdüklü tenceye koyamıyorum...Buharlı pişirici mi almak lazım acaba??Kullanan var mı?Kullanımı kolay mı?


5.kahvaltısına tuzsuz peynir koyacakık ama tuzsuz peynir bulamıyorum...az tuzlu var ama tuzsuz yok...Labne de koyabilirsin demişti doktor ama katkılı diye koymak istemyorum...

( 6.Sizce ben kafayı mı yiyorum??)
.

.
.
Biliyorum bu soruları doktora da sorabilirdim...Ama şimdiki annelerin çocuk doktoruna yakın bilgili onlardan daha tecrübeli olduklarını düşünüyorum...O zaman pamuk eller klavyeye...Hadi aydınlatın bakiyim şu acemi anneyi...

p.s.: Bu yazının yorumları yazar tarafından tamamen bir hata sonucu silinmiştir..Yorum yapan herkese özürlerimle...

7 Kasım 2008 Cuma

Değişmeler...Gelişmeler....

Yok ek gıdalar konusunda değişen Ece değil benim..Ece'de de azıcık birazcık ilerleme var aslında ama ben biraz daha ilk paniği atlatmış daha soğukkanlı durumdayım...(Bunda yorumlarıyla destek veren siz blog dostlarımın da katkısı var tabi...Üşenmeyip uzun uzun yorumlar yazan destek veren herkese çok teşekkürler...Takdir edersiniz zamansızlıktan herkese cevap yazamıyorum tek tek onun yerine sayfalarınızı ziyaret ediyorum..Affoluna..)Ya aslında ilk başlarda böyle tadımlık olacağını, altı ay sadece emmiş bir bebeğin hemen hapur hapur yemeyeceğini ve şimdilik asıl besinin anne sütü olduğunu biliyorum ama özellikle 'sen geç kalmışsın başlamakta, bu çocuk artık alışmaz' lafları beni panikletti birazcık..Dediğim gibi paniği atlattım daha sakinim bir kaşık da yese kar diyip kaldırıyorum masadan..Israr yok..

Sabah meyve püresini veiyorum yine...Muz denedim geçen..Sevdi sanırım çünkü kaşığı yaklaştırınca heyecanla ağzını açtı..Öğlen sebze çorbasını yediriyorum..Dün kendimize yaptığım mercimek çorbasından tuz ve baharat koymadan ayırdım, denedim..Sebzeye nazaran daha güzel yedi...Bugün de bu menüye yorğurdu ekliyoruz..Bu arada evde ancak üçüncü denemede başarılı oldu yoğurdum...İlk ikisi sütten öteye geçemedi malesef..Pı.nar organik sütle mayaladım..Bakalım sevecek mi bizim hatun kişi...

Ececik artık o bebeklik oyuncaklarına pas vermemeye başladı..Çıngıraklara dişliklere burun kıvırıyodu resmen eline verince..Biz de kendisine bikaç oyunca sipariş verdik internetten..Lamaze'in sevimli ahtapotu bir tanesi..Ahtapotun her bacağı bir nota...Bir nevi müzik alet gibi..Tabi henüz kendisi sıkamıyo ama babasıyla imece usulü yaptığımız müzüğü dinliyo bebemiz..Şimdi okullu olduk şarkısını çaldık dün pek heyecanlandı:))Bu arada manzara gayet komik...Ahtapot ortada bi yanda ben bi yanda babası'Hadi sen mavi ayağına bas ben kırmızıya,tamam başlıyoruz, bak yanlış bastın işte' şeklinde kendimizi kaptırıyoz bayağı..


İkincisi Lamaze yumuşak küp...Küpün içinde üçgen,kare,silindir ve yuvarlak parçaları var...Bunlar delikten içeri geçiriliyo..Ben yerine koyuyorum Ece içine atıyo şimdilik..Diğeri de The First Years sıralaycı..İpi çekilince ilerleyen minik bir kelebek..Amaç bebeyi emeklemeye teşvik...Ama bizimkini pek teşvik edemiyo...Emeklemesi için yatması gerek...Ama bizim hatun hacıyatmaz...Artık desteksiz de oturabildiği için kesinlikle yatıramıyoz kendisini..Çok sinirleniyo yüzükoyun yatınca..Eskaza yüzüstü yatmışsa ileri değil ama geri geri gidiyo..Yüzüstünden sırtüstüne de dönmeyi beceriyo artık...Tabi böyle hareketlendikçe altını bağlamak da zorlaşıyo her geçen gün..

Şimdilik haberler böyle Ece hanımdan..O uyanmadan kısacık öğle uykusundan çorbasını hazır etmeli...Hadi kalın sağlıcakla...

3 Kasım 2008 Pazartesi

Emzirmenin gözünü seveyim ben..

Dedim.. Diyorum 21 Ekim 2008'den beri..Ek gıdalar denilen tantanaya başladığımızdan beri..

Oysa....

Oysa herbişiyi araştırdıydım...Herbişiy tamamdı bence...Bizim kızçe de bir aydır biz yemekteykene ağzını kuş gibi açıp durduğu için hazır olmalıydı ek gıdaya geçmeye..Doktorun her dediğine de uydumdu...

1. Bebek mama sandalyesinde yemeğini yiyecek. (Evde bir o eksikti zaten...Bebe hanımın eşyaları yüzünden popomuzu nereye döndürsek bişeye çarpıyo..Bigün evcek alt komşuya misafir olacaz bu ev bu kadar yükü kaldırmaz......)

2.Önünde yediğinden bir parça olacak.(Tamamdır önüne bir parça elma kondurduk)

3.Bebek bir buçuk saattir emmemiş olacak,uykusunu almış oacak. (Oldu günün en çakır keyif olduğu zamanını da seçtik)

4.Bebeğe mama verilmesi bir merasim gibi olmayacak. Elde oyuncak,tv karsında vs. olmayacak. (gayet aristokratik pek bi ciddi işe başladık)..





Ve 13. günündeyiz bir arpa boyu yol katedemedik anacım..Bi kere bebemiz mama sandalyesi denen aletten pek hoşlanmadı..İçinde kaykılıp duruyo ordan alalım diye..Önüne koduğumuz elma paçasıylan damaklarını kaşıtmaya çalışıyo fekat kaşığa pas vermiyo..Kaşıkla ağzına verdiğim püreyi evet ittirmiyo püskürtmüyo ama ağzını bilerek açık tutmak suretiyle yanlardan dışarı akışını sağlıyo..E biz de dalsın yutsun diye karşısında türlü şaklabanlıklar yapıyoz tabi mecburen...Bi takla atmadğımız kaldı yarın onu da deneyecez..Karı koca bir buçuk saat Bebe.lac reklamının ham ham şarkısını söyleyerek dans bile ediyoruz...Komşular kayışı kopardığımızı düşünebilirler...

Elma, havuç ve armut püresi verdim önce üçer gün deneyerek...Armutu eh işte fakat diğerlerini hiç sevmedi...Bu hafta seze çorbasını ekledik menüye..Bundan da pek hoşnut değil şimdilik..Ben acele mi ediyorum acaba...Böyle böyle mi alşacak..Yoksa bizim tosuncuk iştahsız olup boğumcukları tombul yanacıkları kayıp mı olacak...

Bugün mızmız günü gene...Sabah kontroldeydik aşılarını vuruldu..Kilosu 8700 boyu 70 cm. olmuş..Ama bundan sonraki ay böyle olmayacak heralde..

Of of hatta ofsssss...Zamanı geri almak istiyorum ya...Neden altı aylık omasını bekledim ki...Kas kafa otur tv. karşısına uzat ayağını sabahtan akşama kadar emzir işte..Rahatık battı di mi??Al bu da sana kapak olsun...Yorgunum ve korkuyoum...Bu çocuk yemek yemeyen iştahsız bi tip mi olcek??Napsak netsek???

14 Ekim 2008 Salı

Sen de mi cici bebe bisküvisi....

Sağlık Bakanlığı, bebe bisküvilerini, ''kanserojen madde içerme ihtimali'' nedeniyle incelemeye aldı. Uzmanlar, bisküvilerin Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi Başkanlığı'nda incelendiğini bildirdi.

Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanı, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Tuncer, bebe bisküvilerinde, ''kanserojen madde içerme ihtimali'' bulunduğunu bildirdi.



Kanserin en önemli nedenlerinden sayılan beslenmenin kontrol altına alınmasının, kanser riskini azaltmanın en önemli ve kolay yollarından biri olduğunu vurgulayan Tuncer, besinlerde bulunan kanserojen maddelere dikkat çekti.



Özellikle, yapılış tarzı nedeniyle bebe bisküvilerinin kanserojen madde içerdiğini söyleyen Tuncer, piyasada bulunan bebe bisküvilerinin şu anda Sağlık Bakanlığı Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi Başkanlığı'nda incelendiğini kaydetti.



Yağ içeren maddenin fırınlanmasında hata olduğunu vurgulayan Prof.Dr. Tuncer, çok yüksek ısılarda kavrulan yağların, ''akrilamid'' denilen bir kanserojen maddeyi ortaya çıkardığını ifade etti.



Bebe bisküvilerinin de fırınlanması nedeniyle yüksek ısıya maruz kaldığını ve bu maddenin ortaya çıktığını söyleyen Tuncer, bunun özellikle bebek yaşlarda alınmasının çok tehlikeli olduğunu vurguladı.



Prof. Dr. Tuncer, ''Özellikle dışı çok kavrulmuş, yağlı yiyecekler, patates kızartmaları, ateşte pişmiş etler, çifte kavrulmuş bisküviler bunlar hep kanserojen içeriyor'' dedi.



Bebeklere, bisküvinin yerini tutacak yeni beslenme türlerinin belirlenmesi için çalışıldığını ifade eden Prof. Dr. Tuncer, bebeklerin bisküvi yemeleriyle ilgili şu anda herhangi bir olumsuz vakaya rastlamadıklarını, ancak vaka olmadan önlem almak zorunda olduklarını kaydetti.



''ANALİZ SONUÇLARINA GÖRE YASAKLANACAK''



Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi Başkanlığı'nda analizlerin devam ettiğini anlatan Tuncer, ''Analizlerde sağlık açısından ciddi boyutta kanserojen çıkarsa bisküviler yasaklanacak veya pişirme sistemleri değiştirilecek. Daha az ısıda hidrolize edilerek, düşük ısılarda, kavrulmadan pişirilmesi sağlanacak, yağ oranı azaltılacak'' diye konuştu.



Bilinçli beslenmek ve kanserden korunmak için sebze-meyve tüketilmesini, etlerin ateşte kızartılması yerine haşlama şeklinde pişirilmesini öneren Tuncer, kebap türlerinden de uzak durulmasını istedi.



AKRİLAMİD NEDİR?



Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), her yetişkin insanın kilo başına günde bir miligram akrilamid (acrylamid) almasının tehlikeli olmadığını açıkladı.



1994 yılından beri beslenme uzmanlarınca kansere yol açan maddeler arasında sayılan akrilamid, plastik yapımında kullanılan yapı taşlarından. Bu yapı taşı, aşırı ısıda pişirilen, kızartılan, kavrulan besin maddelerinde görülüyor.



Bu madde, hayvanlarda genetik yapıyı bozup, kansere ve sinir zedelenmesine neden oluyor.



DSÖ'ye göre, önce İsveç'te, ardından Norveç, İsviçre, İngiltere ve Amerika'da yapılan araştırmalarda, akrilamid cips, patates kızartması, kurabiye, tahıl ve ekmek gibi bazı nişastalı besinlerde görüldü. Patates kızartması, cips, ekmek ve işlenen tahıllar gibi besinlerdeki akrilamid maddesi 120 derecenin üstünde pişirildiğinde ortaya çıkıyor.

Yazıyı burdan aldım.

http://www.turkeyforum.com/satforum/archive/index.php/t-6407.html

Ama incelemenin sonucu ne olmuş onunla ilgili bişiy bulamadım..Doktorumuz bize de kahvaltı için cici bebe önerdiydi..Kıllandım şimdi durduk yere..Hadi yedir şimdi yedirebilirsen...

10 Ekim 2008 Cuma

5.ay Kontrolü, Ek Gıdalar Konusu ve Büyüyen Ece


Geçen Çarşamba 5.ay kontrolüne gittik doktorumuza..Önce muayene..Kilo ve boy ölçümü...Doktor daha kucağına alır almaz ooo maşallah dedi çok iyi büyümüşüz...Tartıya koydu...Ben sekizin üzerindedir heralde diye düşünüyorum bu arada...Ooo çok güzel 7900gr...Bence hiç güzel diildi...Her gittiğimizde bir üst rakama çıkmış olmaya alışmışım...4.ayda 7200 olunca bu ay 7900 olmasına üzüldüm...Söyleyince kadın yuh der gibi baktı yüzüme...Artık bundan sonra her ay bir kilo alırsa bir yaşında onbeş kiloluk bir tosuncuk olur kucağımızda dedi..Artık her ay 600 gr alması son derece güzel ki bizimki 700gr almş...İkna oluyorum..Boyumuz da 66.5...Ortalamanın üzerindeymiş bana bakıyo doktor hanım uzun boylu olcak galiba diyo..Bir atmışlık minnoş annenin selvi boylu kızı:) babasına çekmiş diyorum..Gelişim güzel (miş)...

Boyunu kilosunu bilmem ama çene kaslarının çok geliştiği kesin...Bikere sabahları daha gözünü açmadan ağzı açılıyo bizimkinin...sabah resmen şakıyoruz...Bıcır bıcır bişeyler anlatıyo kendi dilinde bi de anlatırken sanırım bahsettiği konuyla ilgili olarak mimikler de değişiyo...Bazen kaşlar çatılıyo bazen gülümsüyo konuşurken bazen de şaşırıyo...O kendince çoook şey anlatıyo da biz tam anlayamıyoruz henüz...Bikaç haftadır çığlıklarımız da başladı...Durup dururken atılan nağralarla kulağımızın pası siliniyo...

Ağzımızla püskürtme hareketine sardık bu ara bi de....Püüüüffffffffttt...Karşısındaki kişiyi tükürük yağmuruna tutabiliyo...Tükürüğüyle baloncuk filan yapıyo...Ağzını aktif bi biçimde kullanıyo yani:)....

Sırtüstünden yüzüstüne dönüyo ama onu eski pozisyonuna getirmek için yanında birinin olması gerek...Yoksa acayip sinirlenip ağlamaya başlıyo...Emeklemek için epey bir uğraş veriyo popoyu kaldırmaya filan çalışıyo ama henüz kol ve bacaklarını nasıl kullanması gerektiğini tam bilmiyo..Popo kalkıyo kalkıyo bacaklarla kendini ittiriyo (bu arada bu kadar uğraş verince arkadan pırt pırt salıyo tabi)Allahım nasıl bir ilerleyebilme çabası...O sırada emeklese de rahatlasa diye düşünüyo insan...Tabi öyle olmayacak emeklese yürüme çabası verecek yürüse koşma böyle böyle öğrenecek...

Bi de bu aralar ayaklarını keşfetti bizimki...Eller hep ayaklarda...Koca göbüş izin verse ağzına sokacak ama göbek zorluyo onu...Bikaç güne kadar ayak parmağını emmeye başlayacak sanırım...Ellerin pabucu dama atıldı...Tabi bu ayak merakı alt bağlamayı da eziyet haline getiriyor o başka...

Son olarak şu ek gıdalara geçişten bahsedeyim...Doktorumuz kilosunu çok iyi bulduğu için beşinci ayın sonunu bekleyelim dedi...Ekimin son haftası başlıyoruz ek gıdaya...Gerçi ben hala kararsızım başlayabilirim her an...Zira yemek yerken yanmızda olan Ece meraklı gözlerle fıldır fıldır bakıp kuş gibi açıyo ağzını biz lokmaları hüpletirkene...Hele kucağımdaysa bana yedirmiyo içirmiyo resmen ellerimi tutuyo ona da vereyim diye...Gerçi biliyorum şimdi başlasam bu sefer de yememek için direnecek merak işte....

Bize önerdiği tablo da şöyle...Belki birilerine örnek olabilir ya da tecrübeli annelerden tavsiye eklemeler gelebilir diye iliştirivereyim:



1. hafta: (Sabah-öğlen arası) Meyve püresi (elma,havuç ardından muz,armut) (8.aya kadar narenciye, bir yaşına kadr çilek ve kivi yasak) Cam rendeden geçirilerek bir çeşit meyve birkaç gün denenerek verilecek. İlk gün 2-3 kaşık, sonra hergün bir öncekinin iki katına çıkarılarak 100 cc'ye çıkarılacak.

2.hafta: (Öğlen) Sebze püresi (patates,havuç,kabak,maydanoz,küçük bir soğan,pirinç, kırmızı mercimek haşlanacak tel süzgeçten geçirilip posası da çatalla ezilecek ve içine bir kaşık tatlı kaşığı zeytinyağı eklenecek) İlerleyen haftalarda değişik mevsim sebzeleriyle yapılacak.Ör: ıspanak,brokoli. Yine 2-3 kaşıkla başlanacak ve hergün iki katına çıkarılarak 100-150 cc miktarına ulaşacak.

3. hafta: (İkindi) Yoğurt (İmkan varsa evde mayalanacak.Şişe süt kullanılması ve ilk mayalanmada organik yoğurt kullanılması tavsiye ediliyor) Miktar olarak meyve ve sebze püresindeki yol izlenecek.

4. hafta: (kahvaltı) iki üç bebe bisküvisi veya bir dilim bebek ekmeği, 50 gr.(bir kibrit kutusu) tuzsuz peynir (labne veya lor), bir kaşık pekmez, bir iki çay kaşığı dövülmüş ceviz,anne sütü veya mama ile ezilecek. Sonraki aylarda bu karışıma çeyrek yumurta sarısı eklenir.

Bu programa göre bebek bir ay sonra dçrt öğün yemek yiyor olacak.Yanısıra 450-600 cc anne sütü, öğünlerden sonra su, üç damla david 3 ve 8 damla ferro sanol alacak.

Bir de eğer imkan dahilindeyse en azından ilk iki yıl organik sebze ve meyve kullanılmasının önemli olduğunu söyledi..Özellikle bu ara çocuklarda görülme sıklığı artan erken ergenliğe girmenin aşırı kimyasal içeren sebze ve meyvelerden kaynaklı olduğundan filan bahsetti.oturduğumuz yerde organik pazar yok.İnternetten sipariş verebilirim.Kararsız olduğum konulardan biri de bu.

Bu doktorumuzun verdiği program..Tabi her sitede farklı yollar anlatılmış.Bu arada Pratik annem de tam bu sırada katı gıdalara geçişle ilgili bir yaz dizisi yayınlıyo saolsun denk geldi.Yazılarından da çokça faydalanıyorum.İlgilenenlerin dikkatine.

Şimdilik haberle böyle Ece hanımla annanne evinde kuralsız biraz düzensiz ama rahat yaşama devam...Eve gidince (on güne kadar) bir rutin oluşturabilmek ümidiyle...

Kalın sağlıcakla...

6 Ekim 2008 Pazartesi

Gene Kaçırdık...

İlk hastalığı, ilk bayramı,ilk bayramlığı ve ilk tokacığı, ilk harçlığı, altıncı ay başlangıcı...Gene zamanında yazamadım hiçbirini olsun neyse unutmadan günlüğe not düşüverelim bakalım...Öncelikle herkesin geçmiş bayramını kutlayalım tabi...



Ece Ankara'ya geldiğinin ertesi günü hasta oldu malesef..Ankara'nın kuru soğuğu çarptı yavrukuşu...zaten hızlı değişim gösteren havalar da buna eklenince hapşırık ve burun akıntısı ile geliyorum diyen ilk hastalığımız gece ateşi ile bizi korkuttu...Hemen Calpol verdik tabi...Zaman zaman tıkanan ve Ece'yi uykusundan uyandıran burnunu açmak için de serum fizyolojik...Hastalığına rağmen neşesinden bişiy kaybetmedi yavrum öyle bikaç gün baygın baygın gözlerle gene de gülümsedi sağa sola...Çok şükür ki ağırlaşmadan toparladık atlattık ilk hastalığı..

Bayramın ilk sabahına babannesinin evinde uyandı Ece...Bayramlığını giydi ve gür! perçemine ilk tokişini taktı:) Dede, babanne ve amcayla bayramlaştı...Akşamına annannenin evine geldi dede annane teyze ve dayıyla bayramlaştı ,,ilk harçlıklarını aldı fıstık..Çok fazla gezdirip çok fazla kişiyle muhattab olmamasına çalıştım -malum havalar nedeniyle herkes gripti- ama bayram tabi bu gelenlere göründü mecbur..Kiminde öptürmemeye çalıştım kiminde ben farketmeden öpülüverdi ( kimi insanlara bir bebeğin neden şap şup öpülmemesi gerektiğini anlatmak zor oluyor) böylece atlattık bayramı...




Tabi en önemlisi Ece artık beş aylık oldu...Söylemesi bile garip beş aylık hani o çok bahsedilen altıncı ayın içinde...Tabi beni de bir ek gıdalara geçiş paniği sarmış durumda..Bikaç gündür tanıdığım blog annelerinin bebekleri beş aylıkken yazdıklarını okuyorum...Ek gıdalara geçişle ilgili tecrübelerini paylaşmış pek çoğu...Başka sitelerden de araştırıyorum sonuç karman çorman olmuş bir kafa...Aslında çoğunluğu güzel bilgiler vermiş ama ben hepsini biaraya getirirken karar vermekte zorlanıyorum...Çok farklılıklar var..Önce meyve suyu mu pirinç unlu mama mı..Hazır kaşık mamaları kullansam mı kendim mi hazırlamaya çalışsam...Bu mamaya su mu anne sütü mü katsak...Miktarları ne olsun...cici bebe bisküvisi kullanmalı mı kullanmamalı mı vs. pek çok soru birikti kafamda...Bu ay doktorumuz izinde olduğu için randevu tarihimizi de 8 Ekime alabildik...Bakalım doktorun görüşlerini de öğrenip ilk adımı öyle atayım dedim...

Henüz Ece'ye anne sütünden başka hiçbişey tattırılmadı yani...Kimi geç kaldın çocuğun yemez bundan sonra filan diyo..Hiiiiiççç takmıyorum..Kilosu gayet iyi maşallah ek gıdalar da şimdilik doyurma değil alıştırma aracı bence..Çocuk yiyecekse yiyor iştahız bebe olaksa ne yapsan da yemiyor..Ben zamana brakmayı düşünüyorum yani...

Bu arada bizimkinin gündüz uykularında sünme var bu aralar...Yani sünme diyorum çünkü abartı derecede uyuyo gün boyu...ya da şimdiye kadar hep uykusuz bi bebe olduğundan bana öyle geliyo..Saat 13:30 gibi uyutuyorum aralarda uyanıp emerekten 17:00'a kadar falan uyuyo...Coştu bakalım sonumuz hayrola...Gece uykusu biraz bölük pörçük ama fena sayılmaz..Başımı yastktan kaldıramayacak kadar uykusuz olduğumda yanıma alıp yatarak emziriyorum..Öylece yanımda uyuyor..Biliyorum bu alışkanlığı bıraktırmak yanımdan ayırmak zor olacak ama napıyım şimdilik rahatıma geliyor...


Bi de bu aralar kafamda saç kalmayacak korkusu sardı beni..Saç tellerim gözümün önünde bir bir hiç olup giderken ve ben bunu engelleyemezken bi de üstüne Ece'nin çektiği saçlarım da onun elinde kalırken birilerinin desteğine ihtiyacım var...Evet benim de fena halde dökülmüştü ama sonra yerine geldi desin birileri lütfen...Zira bu saç telleri yerlerine gelmezse 27 yaşımdan sonrasını kel bir bağyan olarak geçireceğim sanırım...Lütfen ey topak topak dökülen saçlarım geri gelin terkeylemeyin beni diyerek ve dua ederek bitiriyorum yazımı...

Kalın sağlıcakla şimdilik...

P.S.: Ben bu postu yazarken bizim korkak kedi korkaklğını bitarafa bırakıp döndükten sonra altta kalan kolnu çıkarmayı becerdi ilk kez..yaklaşık birbuçuk aydır dönmesine rağmen temkini elden bitürlü bırakamayıp kolunu çıkarmya korkuyodu...Artık daha rahat dönecek sanırım:)
Ece'nin ek gıdaları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ece'nin ek gıdaları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Eylül 2009 Çarşamba

16 ay+12 gün durum raporu..


Hamilelikteki gibi 36+2 hey gidi heyy..:)

Bir haftalık sınavlar bitti,annem Ankaraya döndü..Ece kız bir hafta annanne ve Aslı ablayla takıldı ben işteyken..Hiç sorunsuz baybay yapa yapa yolladı beni okula..Aslıcığın da etkisi var tabi..Bi taraftan kuma kavgaları devam etse de onunla olunca aramıyor beni çok fazla..İki hafta daha tatilde anne,ne güzel ne güzel:))

Dün kontrole ve aşıya götürdük hanımı (geçen ay suçiçeği aşısını vurdurmamıştık pnömokokla birlikte olmasın diye)..Bi çığırtı bi çığırtı doktoru görünce..Adamcağızı dövmediği kaldı bir..Her kontrol bir eziyet şeklinde devam edecek bundan sonra öyle görünüyo..Bu ay kilo almamış hiç,eyvallah..Zaten geçen ay biraz fazlaca alarak şaşırtmıştı bizi..Muhtemelen çıkardığı üst azılardan kaynaklı..İkisi gözüktü darısı diğerlerine..Kiloya takılmadı doktoru da zaten 11850 gayet iyi bir rakam ayına göre,sebze-meyve-et-tahıl dörtlemesinden azar azar da olsa yiyorsa dert etmeyin dedi..Hemen balığı sordu yine ,haftada iki kere bazen azcık zorlama ve oyalama metoduyla da olsa yediriyorum dedim..Ece ilk denemeden beri sevmiyor balığı,çorbasına katıyorum bazen,bazen bölüp koyuyorum tabağına..Eti ve tavuğu hüplettiği halde balık konulan tabağı geri uzatıyor hanım..(Bide böyle bir takıntı var yemediği şey masasında durmayacak)Ne diyeyim,genetik,anne de pek sevmez,bıngıldak tam kapanmadan beyinciğine biraz omega üç gitçek kadar yesin hayatının geri kalanında kendi bilir artık..

Ek gıdaya dalmışken süt sorunsalı var bir de..Süt içiremiyorum,her yolu denedim ve her akşam-sabah denemeye devam ediyorum..Emzik gibi biberonu da ağzına hiç sokmadığı için ilk denemelerimde (11 aylık civarı)alıştırma bardağına koymuştum..Sonra su içmeyi de reddeder hale geldiğinden şimdi bardakla veriyorum,suyu bardaktan içmeye bayıldığı halde sütü görünce burnunu büküyor hemen..Pipetle falan da denedik yok..Peynir ve yoğurtla arası iyi olduğundan ve hala anne sütü aldığından çok eksiklik yaratacağını düşünmüyorum ama alışması gerek..

Bi süredir tuvalet alıştırmalarına başladık..Bu hafta bezsiz oturtmaya başladım lazımlığa..Büyüğü:)) yakalamak kolay oluyor isabet ettiriyoruz da küçüğü tutturamadık daha:))Şİmdilik uyku önceleri ve sonralarıyla,yemekten 20 dak. sonra 5'er dak. düzenini uyguluyoruz ısrarsız,zorlamasız..Du bakalım alşır mı ister mi diye deneme amaçlı ikea -kıytırık- lazımlık almıştık onu pek sevmedi sanırım..Poposunu acıtıyor ve kalkarken popoya yapışıyor:),oturması kalkması rahat değil..MOthercare'inkini beğendim,50 ytl..Bir mok teknesine:)) Du bakalım işi ilerletsin alıcaz artık:))



Yine iş öncesi 'kendi kendine uyumaya alıştırsaydım' pişmanlıkları var bi de..Aslında gece uykusu çok kötü değil..22:00-03:00 arası bir kere filan uyanıp emerek uyuyor ama sabaha karşı yatağında uyumayı reddediyor ki bu benim sabahları yanıma almamdan kaynaklı bir alışkanlık..Sabah uykusuzluğumu yenip yanıma almayı bıraksam belki güzel uyuyacak ama sabah uykuma hiç dayanamıyorum ben..Gece uykusuz kalırım problem değil ama ne kadar erken yatarsam yatayım sabahın 5'inde kalkamıyorum huyum kurusun..Ben asıl şunu merak ediyorum emzirme işi bitince nolacak?Sadece emerek uyuyan yavru ne şekilde uyuyacak?İŞte o zamanı düşünerek ya şimdi alıtırmak lazım kendi kendi kendine uyutamaya,ya da büyük aile yatağı olayını benimseyip hayata böyle devam etmek!!Düşün Esra belki harekete geçersin kız 18'ine gelmeden..

Aman ya başka şeyler yazacaktım nerden çıktı bunlar,ne yazdım...Bidahaki posta artık..Sağlıcakla..

20 Şubat 2009 Cuma

Ek Gıdalara Eklemece..


Hiçbir zaman mutfakla aram iyi olmadı..(Yapmak konusunda yani:)Yemek konusunda hamile kaldığımdan beri günbegün aşıyorum kendimi..Girmeyelim bu konuya hiç..)En sona hep yemek işim kalmıştır,hep yemeği sallamışımdır..Evi dipköşe temizlemek,dağ gibi ütüleri bitirmek bile zor gelmemiştir yemek yapmak kadar..Zaten repartuar da pek kısıtlı..Ancak bir hafta idare ediyo sonra döndür çevir başa al..Menüde çok bilindik..Öyle antin kuntin sebzeler,deniz ürünleri,afilli et yemekleri falan hiç yapmışlığım yoktur..Bildiğin kuru fasülye pilav falan..Koca kişisini de baştan uyardığım için -ki şükretsin bu halime evlendiğimde sadece makarna haşlayabiliyodum,hoş Ece doğduğundan beri baştacı yemeğimiz kendisi- problem çıkmıyo pek..Arada et yiyesi geliyo dışarıda görüyoz işimizi..

Övünmek gibi oldu bilakis uyuz oluyorum bu duruma...Öyle yarım saatte üç tencere yemeği ateşe koyan hatunlara da bitiyorum valla..Bu uyuz durumum yüzünden sofra kurma ve süsleme işini çok sevmeme rağmen -insanlara boş tabak ve şık peçeteleri yediremeyeceğim için- üç yıllık evlilik hayatımda üç kere yemekli misafirim oldu:( İlki zaten acemilik hevesi ile yaptığım ve stresten yiyemediğim için tadını bilemediğim yemek denemelerimden oluşuyodu...Misafir de kocanın müdürü ve eşi..(Cesarete bak!)Aman neyse sadete geleyim..

Tabi anne olup o muhteşem o bitmeyesi altı ayı devirince Mummy'nin paçalar tutuştu..Bi de bizim hatun o bildiğiniz bebeklere ilk verilen sebze çorbasını inatla reddedince mecbur değişik çorbalara geçtik..Tarhana okey koy arıştır ama yoğurt çorbası hiç yapmamışım mesela(yuh di mi)Neyse açtım tel. annemden öğrendim..Şehriye,mercimek, şu bu derken öğrendim çorbaları..Hanım hala sebze yemiyodu bu arada..Doktorun verdiği sabah,öğle,akşam programına geçip de iki öğünü de aynı çorbayla tamamlamak abuk gelmeye başlayınca (biliyorum artık herkes biliyor) şu sitedeki yoğurtlu karnabahar çorbasını denedim..Sonuç harika..Hapur hupur yedi..İçindeki yoğurdun aşkına yedi valla..Sonra yoğurtlu sebzeli yemeklerin herbirini denedim..Hiçbirini reddetmedi..Şimdi yoğurtsuz da olsa sebzeyi yiyor hanım..Nasıl mes'udum anlatamam..Patates ve havuçu az bişey mercimek çorbasına ekliyodum onun dışında kendim tadına bile bakmadığım enginar,brokoli,karnabahar,pırasa,balkabağı denediklerimiz ve yiyip beğendikleri...(maşallah maşallah)Arada da ceviz büyüklüğünde toplar halinde dondurduğum kıymadan ekliyorum yemeklerine..Tavuk suyuna çrbayı denedim böö diye tepki verdi resmen..Eti,tavuğu ve balığı nasıl yedirebilirimin derdindeyim şimdi..Zira çok taneli şeyler yemiyor hala..Bu da benim eline bişey tutuşturamamdan -evde yalnız olduğum için boğullur da bişiy yapamam diye korkuyorum, paranoyağım bu konularda biraz- kaynaklanıyor..Bu sorunu da aşmalı ama nasıl??

Bi de şu organik işini üzülerek bıraktım malesef..Yakınımızda -sanırım Anadolu yakasında yok zaten- organik pazar kurulmuyor..Online sipariş veriyodum sitelerinden..Ama siparişler belli günlerde alınıyor ve her verdiğim ürün gelmeyebiliyor..Mesela patates var havuç yok o hafta..E birini öyle birini böyle kullanmak da saçma oluyor..Yani taşıma suyla değirmen dönmüyor..Özellikle pazardan alarak-marketlere göre daha taze ürün geliyor-,mevsim sebzesi ve meyvesi dışında bişey almayarak,özellikle kabuksuz yedireceklerimi elma sirkeli suda bekleterek kendimce tedbirler alıyorum ama içim rahat değil tabi..Allah'a emanetler artık..

Bi de başta çok taktığım onun tabak ve kaşıklarını ayrı yıkama durumu vardı onu da bıraktım... Çünkü onun ayrı tabağı kaşığı yok artık..Cam kaselerde ve bildiğiniz tatlı kaşığıyla yediriyorum..O plastikleri kullanmıyorum..E hal böyle olunca tüm mutfak eşyaları onun eşyası..Sadece oyuncakları ve kıyafetleri için ayrı deterjan kullanıyorum..Bulaşıklar makineye:))

Ha bi de gitmeden ekleyeceğim bilen biliyodur benim gibi yeni tanışanlara hatırlatayım..İBB (halk ekmek)nin organik tam buğday ekmeği var tadı nefis..Bebişlere de gönül rahatlığıyla yedirilebilir kanımca..(Kendiniz evde yapıyosanız öperim o elinizi ben tabi) Zira bu bebek ekmeği diye satılan ürünleri hiç sevmedim ben..Zaten etimek gibi ve tuzlu tuzlu kokuyor tadı bir garip..Ben İBB'nin ekmeğini katıyorum çorbalara ve bazen kahvaltısına..Geri kalan da benim mideye artık:)

Herkese bol selam eder büyüklerimin ellerinden küçüklerimin gözlerinden öperim..

P.S.:Hemen tarihe not düşelim:Ece kızımın üstten ilk,toplamda üçüncü dişi çıktı bugün..Sol tarafta bir incimiz daha var artık:)Yanındakinin de eli kulağında

17 Ocak 2009 Cumartesi

Yok başlık maşlık.




Sıkkınım bugün..Zaten hava da sıkkın yağmurlu kapalı...Oldum olası illet olurum bu havalara..Ev karanlık ben karanlık....Bugün ağlak günüm..'Ben kötü bi anneyim' günüm..

Ece azıcık rahatsızlandı hafta başında..Üşütmüş gibiydi azıcık salya saümük durumu azıcık öksürük..Salı günü de ateş ve istifra ardıardına gelince doktoruna gittik..zaten bir haftaya muayeneye götürecektim biraz erken gitmiş olduk..Hafif bir soğuklagınlığı durumu var dedi şurup verdi doktor öksürüğü için..Boğaz kültürü alındı..Temiz çıktı enfeksiyon yok şükür..Ben bu ay hiç kilo almadığından çok emindim..Çünkü ek gıda durumu sallantıda ve bu ay çok hareketlendi...Emeklemiyor ama sürekli elinden tutup yürütülmek istiyor, ayakta olmak, bişiyleri kurcalamak biyerlerden tutunmak istiyor..Yani eskisi gibi oturup oynamak yok artık..Hatta ya kilo verdiyse falan diye de korkuyodum...ama ilginçtir geçen kontrolden bu yana (20 günde) 400 gr. almış çıktı..8,5 ay itibaryile 9700 ve 71 cm kendileri..Evet emmesinde sorun yok (maşallah)..Bütün gün ve gece emzirsem hayır demez yani (maşallah) ama hani diyolar ya artık anne sütü yetmez diye kilo almasına yetiyo demek ki..

Bu ayın dolumunda balığa ve bakliyata başla dedi doktor..İyi de biz daha sebze çorbasında takılı kaldık dedim...Yemiyo klasik sebze çorbası...Atla o zaman yemek olarak yedir farklı sebzeleri dedi..Anacım öyle yese zaten ne diye ısrar ediyim sebze çorbasında, takıntılımıyım ben hiç bir sebzeyi yemiyo velet...Geçen ay dediğin kıymayı neyin içine atıp yedircem ben yoğurduna mi meyvesine mi..fesuphanallah ya sıyıracam artık..

Neyse aman geçtim...Yalnız verdiği şurup uyutuyo yavruyu biraz..Geçen gece saat birde bir uyudu sabah altıya kadar...Aman Allah'ım dedim ya ne nimetmiş böyle beş saat üstüste uyumak...Artık çeşit çeşit rüyalar falan görmüşüm uyandığımda iki gündür uyuyomuş gibi dinçtim hesab edin yani..Ulen dedim hepmi versem ben bu şurubu uyurken..tamam saçmalamaya başladım kısa keseyim..

Küsüştük gene hanımla..Meyvesini yemedi..Kızdım sabredemedim...Anneme havale ettim kendisini...Kötü anneyim ben çok kötü..Sabırsız,tembel,çirkin,şişko anne Esraaaaaaaaaaaa..

14 Kasım 2008 Cuma

Ve Mummy Kararları....

Öncelikle Çocuk yetiştirmeyle ilgili her konuda bir değil birden fazla doğru olduğuna ve ne kadar irdelersen bu doğrular içinde o kadar çok boğulup o kadar çok karasız kalındığına...Sonracığıma...

1.Sterilizatör kullanmamaya ve bulaşıklarını beyaz sabunla ya da (pigeon isimli bebek deterjanı ile) yıkayıp arada sırada kaynatmaya...

2. Sadece kahvaltıda kullanacağım iki kaşık sade tahıl maması için vicdan azabı duymamaya...

3. Evde pastörize günlük sütten mayaladığım yoğurdumu gönül rahatlığıyla bebeğime yedirmeye..

4. Sebze Çorbasını şimdilik tencerede yapmaya, ileride farklı sebzelere geçince buharda pişirmeye..

5. Tuzsuz peynir aramaya son vermeye..Güvendiğim bir peyniri ılık suda bekletip tuzsuz peynir elde etmeye..

6. Ek gıdalar konusunu bir daha gogılda aratmamaya ve daha fazla kafa yormamaya..

KARAR VERMİŞ BULUNUYORUM..

Bunun için mutluyum ama daha önemli bir sebep mutlu olmak için bugünün Cuma olması..E şimdilik çalışmasamda çalışan bi kocam var onun haftasonu bizim uzaklara attalarımız demek...

Güzel bir haftasonu olsun..

P.S.: Bu yazının yorumları yazar tarafından tamamen bir hata sonucu silinmiştir.Yorum yapan herkese özürlerimle..

10 Kasım 2008 Pazartesi

Beynimi kemiren sorular...

Bu aralar kafamda bissürü şey var...Dedim ya emzirme dönemi heralde annelerin en rahat dönemiymiş...Biliyorsun ki midesine giden şey senden, en temiz, en katkısız, en güzel şey...Şimdi verdiğim herşeyden şüpheliyim sanki...Bu durum ciddi bir psikopatlığa doğru gidiyor...Ve gelgelelim sorulara...

1.Malum bizim kız şimdiye kadar biberon,emzik gibi alet edevatı reddettiği için sterilizatör kullanmamıştım..Şİmdi onun bardak ve tabağını yağ değdirmediysem sıcak suyla yıkayıp haftada bir iki kere de kaynatıyorum..(gerçi bu plastikleri kaynatınca da kanserojen maddeler açığa çıkıyor diyo bazıları bu da bir paşka meselem)Ve fakat zeytinyağı girince çorbaya, bu tabak ve kaşıkları neyle yıkayacağımı şaşırıyorum...Bulaşık deterjanı kullanmak istemiyorum makineye koymak istemiyorum...Bi arkadaşım tülbente saf sabun sürüp yıkadığını söylüyo..Öyle mi yapsam...Bi de organik denilen daha az kimyasal katkılı olduğunu düşündüğüm deterjanlar var bunlardan mı alsam kararsızım....????...

2.Bu hafta kahvaltıya başlıyoruz...Kahvaltının tahıl kısmını nasıl halledeğimi düşünüyorum...Cici bebe ve bebek ekmeği kullanmak istemiyorum...İçinde mineral ve vitamin katkısı daha yerinde olur diye hazır kutu mama almaya karar verdim...Ama içinde tahıldan başka hiçbişey olsun istemiyorum...Yani süt,meyve,pekmez ve penir gibi katkılı mamalar almak yerine bunları kendi evimden katıştırmak daha güzel geliyor..Aynı zamanda organik kutu mama olsun istiyorum..He.ro Ba.by organikler var ama dört çeşidi de süt katkılı...Bi de Ber.ke.r organik mama var sadece tahıl olan ama bunu da hiçbiyerde bulamadım..Velhasıl bugün kahvaltıya başlayamadım...Bu meseleyi çözmem lazım...

3. Geçen hafta yoğurda başladık..Çok sevdi çok güzel yiyor (maşallah!) Ve fakat aklıma takılan şey şu...Hani bu bebelere bir yıla kadar inek sütü verilmemesi gerekirdi..E biz inek sütüne mayalıyoz bu yoğurdu...Bunda bi tezatlık yok mu?? Bu arada organik bir yoğurt aldım fakat maya tutturamayınca Sü.ta.ş B.aby.mix ile mayaladım...Daha iyi bir fikri olan var mı???


4.Çorbasını yaparken tencerenin ağzı açık pirirsen vitamini buhar olup uçuyo kapağını kapatırsan malum taşıyo...E bir kaşıkçık şeyi koca düdüklü tenceye koyamıyorum...Buharlı pişirici mi almak lazım acaba??Kullanan var mı?Kullanımı kolay mı?


5.kahvaltısına tuzsuz peynir koyacakık ama tuzsuz peynir bulamıyorum...az tuzlu var ama tuzsuz yok...Labne de koyabilirsin demişti doktor ama katkılı diye koymak istemyorum...

( 6.Sizce ben kafayı mı yiyorum??)
.

.
.
Biliyorum bu soruları doktora da sorabilirdim...Ama şimdiki annelerin çocuk doktoruna yakın bilgili onlardan daha tecrübeli olduklarını düşünüyorum...O zaman pamuk eller klavyeye...Hadi aydınlatın bakiyim şu acemi anneyi...

p.s.: Bu yazının yorumları yazar tarafından tamamen bir hata sonucu silinmiştir..Yorum yapan herkese özürlerimle...

7 Kasım 2008 Cuma

Değişmeler...Gelişmeler....

Yok ek gıdalar konusunda değişen Ece değil benim..Ece'de de azıcık birazcık ilerleme var aslında ama ben biraz daha ilk paniği atlatmış daha soğukkanlı durumdayım...(Bunda yorumlarıyla destek veren siz blog dostlarımın da katkısı var tabi...Üşenmeyip uzun uzun yorumlar yazan destek veren herkese çok teşekkürler...Takdir edersiniz zamansızlıktan herkese cevap yazamıyorum tek tek onun yerine sayfalarınızı ziyaret ediyorum..Affoluna..)Ya aslında ilk başlarda böyle tadımlık olacağını, altı ay sadece emmiş bir bebeğin hemen hapur hapur yemeyeceğini ve şimdilik asıl besinin anne sütü olduğunu biliyorum ama özellikle 'sen geç kalmışsın başlamakta, bu çocuk artık alışmaz' lafları beni panikletti birazcık..Dediğim gibi paniği atlattım daha sakinim bir kaşık da yese kar diyip kaldırıyorum masadan..Israr yok..

Sabah meyve püresini veiyorum yine...Muz denedim geçen..Sevdi sanırım çünkü kaşığı yaklaştırınca heyecanla ağzını açtı..Öğlen sebze çorbasını yediriyorum..Dün kendimize yaptığım mercimek çorbasından tuz ve baharat koymadan ayırdım, denedim..Sebzeye nazaran daha güzel yedi...Bugün de bu menüye yorğurdu ekliyoruz..Bu arada evde ancak üçüncü denemede başarılı oldu yoğurdum...İlk ikisi sütten öteye geçemedi malesef..Pı.nar organik sütle mayaladım..Bakalım sevecek mi bizim hatun kişi...

Ececik artık o bebeklik oyuncaklarına pas vermemeye başladı..Çıngıraklara dişliklere burun kıvırıyodu resmen eline verince..Biz de kendisine bikaç oyunca sipariş verdik internetten..Lamaze'in sevimli ahtapotu bir tanesi..Ahtapotun her bacağı bir nota...Bir nevi müzik alet gibi..Tabi henüz kendisi sıkamıyo ama babasıyla imece usulü yaptığımız müzüğü dinliyo bebemiz..Şimdi okullu olduk şarkısını çaldık dün pek heyecanlandı:))Bu arada manzara gayet komik...Ahtapot ortada bi yanda ben bi yanda babası'Hadi sen mavi ayağına bas ben kırmızıya,tamam başlıyoruz, bak yanlış bastın işte' şeklinde kendimizi kaptırıyoz bayağı..


İkincisi Lamaze yumuşak küp...Küpün içinde üçgen,kare,silindir ve yuvarlak parçaları var...Bunlar delikten içeri geçiriliyo..Ben yerine koyuyorum Ece içine atıyo şimdilik..Diğeri de The First Years sıralaycı..İpi çekilince ilerleyen minik bir kelebek..Amaç bebeyi emeklemeye teşvik...Ama bizimkini pek teşvik edemiyo...Emeklemesi için yatması gerek...Ama bizim hatun hacıyatmaz...Artık desteksiz de oturabildiği için kesinlikle yatıramıyoz kendisini..Çok sinirleniyo yüzükoyun yatınca..Eskaza yüzüstü yatmışsa ileri değil ama geri geri gidiyo..Yüzüstünden sırtüstüne de dönmeyi beceriyo artık...Tabi böyle hareketlendikçe altını bağlamak da zorlaşıyo her geçen gün..

Şimdilik haberler böyle Ece hanımdan..O uyanmadan kısacık öğle uykusundan çorbasını hazır etmeli...Hadi kalın sağlıcakla...

3 Kasım 2008 Pazartesi

Emzirmenin gözünü seveyim ben..

Dedim.. Diyorum 21 Ekim 2008'den beri..Ek gıdalar denilen tantanaya başladığımızdan beri..

Oysa....

Oysa herbişiyi araştırdıydım...Herbişiy tamamdı bence...Bizim kızçe de bir aydır biz yemekteykene ağzını kuş gibi açıp durduğu için hazır olmalıydı ek gıdaya geçmeye..Doktorun her dediğine de uydumdu...

1. Bebek mama sandalyesinde yemeğini yiyecek. (Evde bir o eksikti zaten...Bebe hanımın eşyaları yüzünden popomuzu nereye döndürsek bişeye çarpıyo..Bigün evcek alt komşuya misafir olacaz bu ev bu kadar yükü kaldırmaz......)

2.Önünde yediğinden bir parça olacak.(Tamamdır önüne bir parça elma kondurduk)

3.Bebek bir buçuk saattir emmemiş olacak,uykusunu almış oacak. (Oldu günün en çakır keyif olduğu zamanını da seçtik)

4.Bebeğe mama verilmesi bir merasim gibi olmayacak. Elde oyuncak,tv karsında vs. olmayacak. (gayet aristokratik pek bi ciddi işe başladık)..





Ve 13. günündeyiz bir arpa boyu yol katedemedik anacım..Bi kere bebemiz mama sandalyesi denen aletten pek hoşlanmadı..İçinde kaykılıp duruyo ordan alalım diye..Önüne koduğumuz elma paçasıylan damaklarını kaşıtmaya çalışıyo fekat kaşığa pas vermiyo..Kaşıkla ağzına verdiğim püreyi evet ittirmiyo püskürtmüyo ama ağzını bilerek açık tutmak suretiyle yanlardan dışarı akışını sağlıyo..E biz de dalsın yutsun diye karşısında türlü şaklabanlıklar yapıyoz tabi mecburen...Bi takla atmadğımız kaldı yarın onu da deneyecez..Karı koca bir buçuk saat Bebe.lac reklamının ham ham şarkısını söyleyerek dans bile ediyoruz...Komşular kayışı kopardığımızı düşünebilirler...

Elma, havuç ve armut püresi verdim önce üçer gün deneyerek...Armutu eh işte fakat diğerlerini hiç sevmedi...Bu hafta seze çorbasını ekledik menüye..Bundan da pek hoşnut değil şimdilik..Ben acele mi ediyorum acaba...Böyle böyle mi alşacak..Yoksa bizim tosuncuk iştahsız olup boğumcukları tombul yanacıkları kayıp mı olacak...

Bugün mızmız günü gene...Sabah kontroldeydik aşılarını vuruldu..Kilosu 8700 boyu 70 cm. olmuş..Ama bundan sonraki ay böyle olmayacak heralde..

Of of hatta ofsssss...Zamanı geri almak istiyorum ya...Neden altı aylık omasını bekledim ki...Kas kafa otur tv. karşısına uzat ayağını sabahtan akşama kadar emzir işte..Rahatık battı di mi??Al bu da sana kapak olsun...Yorgunum ve korkuyoum...Bu çocuk yemek yemeyen iştahsız bi tip mi olcek??Napsak netsek???

14 Ekim 2008 Salı

Sen de mi cici bebe bisküvisi....

Sağlık Bakanlığı, bebe bisküvilerini, ''kanserojen madde içerme ihtimali'' nedeniyle incelemeye aldı. Uzmanlar, bisküvilerin Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi Başkanlığı'nda incelendiğini bildirdi.

Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanı, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Tuncer, bebe bisküvilerinde, ''kanserojen madde içerme ihtimali'' bulunduğunu bildirdi.



Kanserin en önemli nedenlerinden sayılan beslenmenin kontrol altına alınmasının, kanser riskini azaltmanın en önemli ve kolay yollarından biri olduğunu vurgulayan Tuncer, besinlerde bulunan kanserojen maddelere dikkat çekti.



Özellikle, yapılış tarzı nedeniyle bebe bisküvilerinin kanserojen madde içerdiğini söyleyen Tuncer, piyasada bulunan bebe bisküvilerinin şu anda Sağlık Bakanlığı Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi Başkanlığı'nda incelendiğini kaydetti.



Yağ içeren maddenin fırınlanmasında hata olduğunu vurgulayan Prof.Dr. Tuncer, çok yüksek ısılarda kavrulan yağların, ''akrilamid'' denilen bir kanserojen maddeyi ortaya çıkardığını ifade etti.



Bebe bisküvilerinin de fırınlanması nedeniyle yüksek ısıya maruz kaldığını ve bu maddenin ortaya çıktığını söyleyen Tuncer, bunun özellikle bebek yaşlarda alınmasının çok tehlikeli olduğunu vurguladı.



Prof. Dr. Tuncer, ''Özellikle dışı çok kavrulmuş, yağlı yiyecekler, patates kızartmaları, ateşte pişmiş etler, çifte kavrulmuş bisküviler bunlar hep kanserojen içeriyor'' dedi.



Bebeklere, bisküvinin yerini tutacak yeni beslenme türlerinin belirlenmesi için çalışıldığını ifade eden Prof. Dr. Tuncer, bebeklerin bisküvi yemeleriyle ilgili şu anda herhangi bir olumsuz vakaya rastlamadıklarını, ancak vaka olmadan önlem almak zorunda olduklarını kaydetti.



''ANALİZ SONUÇLARINA GÖRE YASAKLANACAK''



Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi Başkanlığı'nda analizlerin devam ettiğini anlatan Tuncer, ''Analizlerde sağlık açısından ciddi boyutta kanserojen çıkarsa bisküviler yasaklanacak veya pişirme sistemleri değiştirilecek. Daha az ısıda hidrolize edilerek, düşük ısılarda, kavrulmadan pişirilmesi sağlanacak, yağ oranı azaltılacak'' diye konuştu.



Bilinçli beslenmek ve kanserden korunmak için sebze-meyve tüketilmesini, etlerin ateşte kızartılması yerine haşlama şeklinde pişirilmesini öneren Tuncer, kebap türlerinden de uzak durulmasını istedi.



AKRİLAMİD NEDİR?



Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), her yetişkin insanın kilo başına günde bir miligram akrilamid (acrylamid) almasının tehlikeli olmadığını açıkladı.



1994 yılından beri beslenme uzmanlarınca kansere yol açan maddeler arasında sayılan akrilamid, plastik yapımında kullanılan yapı taşlarından. Bu yapı taşı, aşırı ısıda pişirilen, kızartılan, kavrulan besin maddelerinde görülüyor.



Bu madde, hayvanlarda genetik yapıyı bozup, kansere ve sinir zedelenmesine neden oluyor.



DSÖ'ye göre, önce İsveç'te, ardından Norveç, İsviçre, İngiltere ve Amerika'da yapılan araştırmalarda, akrilamid cips, patates kızartması, kurabiye, tahıl ve ekmek gibi bazı nişastalı besinlerde görüldü. Patates kızartması, cips, ekmek ve işlenen tahıllar gibi besinlerdeki akrilamid maddesi 120 derecenin üstünde pişirildiğinde ortaya çıkıyor.

Yazıyı burdan aldım.

http://www.turkeyforum.com/satforum/archive/index.php/t-6407.html

Ama incelemenin sonucu ne olmuş onunla ilgili bişiy bulamadım..Doktorumuz bize de kahvaltı için cici bebe önerdiydi..Kıllandım şimdi durduk yere..Hadi yedir şimdi yedirebilirsen...

10 Ekim 2008 Cuma

5.ay Kontrolü, Ek Gıdalar Konusu ve Büyüyen Ece


Geçen Çarşamba 5.ay kontrolüne gittik doktorumuza..Önce muayene..Kilo ve boy ölçümü...Doktor daha kucağına alır almaz ooo maşallah dedi çok iyi büyümüşüz...Tartıya koydu...Ben sekizin üzerindedir heralde diye düşünüyorum bu arada...Ooo çok güzel 7900gr...Bence hiç güzel diildi...Her gittiğimizde bir üst rakama çıkmış olmaya alışmışım...4.ayda 7200 olunca bu ay 7900 olmasına üzüldüm...Söyleyince kadın yuh der gibi baktı yüzüme...Artık bundan sonra her ay bir kilo alırsa bir yaşında onbeş kiloluk bir tosuncuk olur kucağımızda dedi..Artık her ay 600 gr alması son derece güzel ki bizimki 700gr almş...İkna oluyorum..Boyumuz da 66.5...Ortalamanın üzerindeymiş bana bakıyo doktor hanım uzun boylu olcak galiba diyo..Bir atmışlık minnoş annenin selvi boylu kızı:) babasına çekmiş diyorum..Gelişim güzel (miş)...

Boyunu kilosunu bilmem ama çene kaslarının çok geliştiği kesin...Bikere sabahları daha gözünü açmadan ağzı açılıyo bizimkinin...sabah resmen şakıyoruz...Bıcır bıcır bişeyler anlatıyo kendi dilinde bi de anlatırken sanırım bahsettiği konuyla ilgili olarak mimikler de değişiyo...Bazen kaşlar çatılıyo bazen gülümsüyo konuşurken bazen de şaşırıyo...O kendince çoook şey anlatıyo da biz tam anlayamıyoruz henüz...Bikaç haftadır çığlıklarımız da başladı...Durup dururken atılan nağralarla kulağımızın pası siliniyo...

Ağzımızla püskürtme hareketine sardık bu ara bi de....Püüüüffffffffttt...Karşısındaki kişiyi tükürük yağmuruna tutabiliyo...Tükürüğüyle baloncuk filan yapıyo...Ağzını aktif bi biçimde kullanıyo yani:)....

Sırtüstünden yüzüstüne dönüyo ama onu eski pozisyonuna getirmek için yanında birinin olması gerek...Yoksa acayip sinirlenip ağlamaya başlıyo...Emeklemek için epey bir uğraş veriyo popoyu kaldırmaya filan çalışıyo ama henüz kol ve bacaklarını nasıl kullanması gerektiğini tam bilmiyo..Popo kalkıyo kalkıyo bacaklarla kendini ittiriyo (bu arada bu kadar uğraş verince arkadan pırt pırt salıyo tabi)Allahım nasıl bir ilerleyebilme çabası...O sırada emeklese de rahatlasa diye düşünüyo insan...Tabi öyle olmayacak emeklese yürüme çabası verecek yürüse koşma böyle böyle öğrenecek...

Bi de bu aralar ayaklarını keşfetti bizimki...Eller hep ayaklarda...Koca göbüş izin verse ağzına sokacak ama göbek zorluyo onu...Bikaç güne kadar ayak parmağını emmeye başlayacak sanırım...Ellerin pabucu dama atıldı...Tabi bu ayak merakı alt bağlamayı da eziyet haline getiriyor o başka...

Son olarak şu ek gıdalara geçişten bahsedeyim...Doktorumuz kilosunu çok iyi bulduğu için beşinci ayın sonunu bekleyelim dedi...Ekimin son haftası başlıyoruz ek gıdaya...Gerçi ben hala kararsızım başlayabilirim her an...Zira yemek yerken yanmızda olan Ece meraklı gözlerle fıldır fıldır bakıp kuş gibi açıyo ağzını biz lokmaları hüpletirkene...Hele kucağımdaysa bana yedirmiyo içirmiyo resmen ellerimi tutuyo ona da vereyim diye...Gerçi biliyorum şimdi başlasam bu sefer de yememek için direnecek merak işte....

Bize önerdiği tablo da şöyle...Belki birilerine örnek olabilir ya da tecrübeli annelerden tavsiye eklemeler gelebilir diye iliştirivereyim:



1. hafta: (Sabah-öğlen arası) Meyve püresi (elma,havuç ardından muz,armut) (8.aya kadar narenciye, bir yaşına kadr çilek ve kivi yasak) Cam rendeden geçirilerek bir çeşit meyve birkaç gün denenerek verilecek. İlk gün 2-3 kaşık, sonra hergün bir öncekinin iki katına çıkarılarak 100 cc'ye çıkarılacak.

2.hafta: (Öğlen) Sebze püresi (patates,havuç,kabak,maydanoz,küçük bir soğan,pirinç, kırmızı mercimek haşlanacak tel süzgeçten geçirilip posası da çatalla ezilecek ve içine bir kaşık tatlı kaşığı zeytinyağı eklenecek) İlerleyen haftalarda değişik mevsim sebzeleriyle yapılacak.Ör: ıspanak,brokoli. Yine 2-3 kaşıkla başlanacak ve hergün iki katına çıkarılarak 100-150 cc miktarına ulaşacak.

3. hafta: (İkindi) Yoğurt (İmkan varsa evde mayalanacak.Şişe süt kullanılması ve ilk mayalanmada organik yoğurt kullanılması tavsiye ediliyor) Miktar olarak meyve ve sebze püresindeki yol izlenecek.

4. hafta: (kahvaltı) iki üç bebe bisküvisi veya bir dilim bebek ekmeği, 50 gr.(bir kibrit kutusu) tuzsuz peynir (labne veya lor), bir kaşık pekmez, bir iki çay kaşığı dövülmüş ceviz,anne sütü veya mama ile ezilecek. Sonraki aylarda bu karışıma çeyrek yumurta sarısı eklenir.

Bu programa göre bebek bir ay sonra dçrt öğün yemek yiyor olacak.Yanısıra 450-600 cc anne sütü, öğünlerden sonra su, üç damla david 3 ve 8 damla ferro sanol alacak.

Bir de eğer imkan dahilindeyse en azından ilk iki yıl organik sebze ve meyve kullanılmasının önemli olduğunu söyledi..Özellikle bu ara çocuklarda görülme sıklığı artan erken ergenliğe girmenin aşırı kimyasal içeren sebze ve meyvelerden kaynaklı olduğundan filan bahsetti.oturduğumuz yerde organik pazar yok.İnternetten sipariş verebilirim.Kararsız olduğum konulardan biri de bu.

Bu doktorumuzun verdiği program..Tabi her sitede farklı yollar anlatılmış.Bu arada Pratik annem de tam bu sırada katı gıdalara geçişle ilgili bir yaz dizisi yayınlıyo saolsun denk geldi.Yazılarından da çokça faydalanıyorum.İlgilenenlerin dikkatine.

Şimdilik haberle böyle Ece hanımla annanne evinde kuralsız biraz düzensiz ama rahat yaşama devam...Eve gidince (on güne kadar) bir rutin oluşturabilmek ümidiyle...

Kalın sağlıcakla...

6 Ekim 2008 Pazartesi

Gene Kaçırdık...

İlk hastalığı, ilk bayramı,ilk bayramlığı ve ilk tokacığı, ilk harçlığı, altıncı ay başlangıcı...Gene zamanında yazamadım hiçbirini olsun neyse unutmadan günlüğe not düşüverelim bakalım...Öncelikle herkesin geçmiş bayramını kutlayalım tabi...



Ece Ankara'ya geldiğinin ertesi günü hasta oldu malesef..Ankara'nın kuru soğuğu çarptı yavrukuşu...zaten hızlı değişim gösteren havalar da buna eklenince hapşırık ve burun akıntısı ile geliyorum diyen ilk hastalığımız gece ateşi ile bizi korkuttu...Hemen Calpol verdik tabi...Zaman zaman tıkanan ve Ece'yi uykusundan uyandıran burnunu açmak için de serum fizyolojik...Hastalığına rağmen neşesinden bişiy kaybetmedi yavrum öyle bikaç gün baygın baygın gözlerle gene de gülümsedi sağa sola...Çok şükür ki ağırlaşmadan toparladık atlattık ilk hastalığı..

Bayramın ilk sabahına babannesinin evinde uyandı Ece...Bayramlığını giydi ve gür! perçemine ilk tokişini taktı:) Dede, babanne ve amcayla bayramlaştı...Akşamına annannenin evine geldi dede annane teyze ve dayıyla bayramlaştı ,,ilk harçlıklarını aldı fıstık..Çok fazla gezdirip çok fazla kişiyle muhattab olmamasına çalıştım -malum havalar nedeniyle herkes gripti- ama bayram tabi bu gelenlere göründü mecbur..Kiminde öptürmemeye çalıştım kiminde ben farketmeden öpülüverdi ( kimi insanlara bir bebeğin neden şap şup öpülmemesi gerektiğini anlatmak zor oluyor) böylece atlattık bayramı...




Tabi en önemlisi Ece artık beş aylık oldu...Söylemesi bile garip beş aylık hani o çok bahsedilen altıncı ayın içinde...Tabi beni de bir ek gıdalara geçiş paniği sarmış durumda..Bikaç gündür tanıdığım blog annelerinin bebekleri beş aylıkken yazdıklarını okuyorum...Ek gıdalara geçişle ilgili tecrübelerini paylaşmış pek çoğu...Başka sitelerden de araştırıyorum sonuç karman çorman olmuş bir kafa...Aslında çoğunluğu güzel bilgiler vermiş ama ben hepsini biaraya getirirken karar vermekte zorlanıyorum...Çok farklılıklar var..Önce meyve suyu mu pirinç unlu mama mı..Hazır kaşık mamaları kullansam mı kendim mi hazırlamaya çalışsam...Bu mamaya su mu anne sütü mü katsak...Miktarları ne olsun...cici bebe bisküvisi kullanmalı mı kullanmamalı mı vs. pek çok soru birikti kafamda...Bu ay doktorumuz izinde olduğu için randevu tarihimizi de 8 Ekime alabildik...Bakalım doktorun görüşlerini de öğrenip ilk adımı öyle atayım dedim...

Henüz Ece'ye anne sütünden başka hiçbişey tattırılmadı yani...Kimi geç kaldın çocuğun yemez bundan sonra filan diyo..Hiiiiiççç takmıyorum..Kilosu gayet iyi maşallah ek gıdalar da şimdilik doyurma değil alıştırma aracı bence..Çocuk yiyecekse yiyor iştahız bebe olaksa ne yapsan da yemiyor..Ben zamana brakmayı düşünüyorum yani...

Bu arada bizimkinin gündüz uykularında sünme var bu aralar...Yani sünme diyorum çünkü abartı derecede uyuyo gün boyu...ya da şimdiye kadar hep uykusuz bi bebe olduğundan bana öyle geliyo..Saat 13:30 gibi uyutuyorum aralarda uyanıp emerekten 17:00'a kadar falan uyuyo...Coştu bakalım sonumuz hayrola...Gece uykusu biraz bölük pörçük ama fena sayılmaz..Başımı yastktan kaldıramayacak kadar uykusuz olduğumda yanıma alıp yatarak emziriyorum..Öylece yanımda uyuyor..Biliyorum bu alışkanlığı bıraktırmak yanımdan ayırmak zor olacak ama napıyım şimdilik rahatıma geliyor...


Bi de bu aralar kafamda saç kalmayacak korkusu sardı beni..Saç tellerim gözümün önünde bir bir hiç olup giderken ve ben bunu engelleyemezken bi de üstüne Ece'nin çektiği saçlarım da onun elinde kalırken birilerinin desteğine ihtiyacım var...Evet benim de fena halde dökülmüştü ama sonra yerine geldi desin birileri lütfen...Zira bu saç telleri yerlerine gelmezse 27 yaşımdan sonrasını kel bir bağyan olarak geçireceğim sanırım...Lütfen ey topak topak dökülen saçlarım geri gelin terkeylemeyin beni diyerek ve dua ederek bitiriyorum yazımı...

Kalın sağlıcakla şimdilik...

P.S.: Ben bu postu yazarken bizim korkak kedi korkaklğını bitarafa bırakıp döndükten sonra altta kalan kolnu çıkarmayı becerdi ilk kez..yaklaşık birbuçuk aydır dönmesine rağmen temkini elden bitürlü bırakamayıp kolunu çıkarmya korkuyodu...Artık daha rahat dönecek sanırım:)