7 Mart 2009 Cumartesi

Bir Kitap&Hatırlattıkları&Düşündürdükleri

Bu aralar bloglarda da çokça adına rastladığım bir kitap..Haftalardır sürünüyodu elimde ordan oraya..Kısıtlı zamanlarda okunabilmek üzre evin muhtelif yerlerini gezdi kendisi..Zaten öyle okunup kenara konabilecek bir kitap değil..Ara ara bakmalı çocuk büyütürken..

'Harika Çocuk Nasıl Yetiştirilir?'(Tim Seldin) Böyle iddialı kitap isimlerini sevmiyorum aslında..Neye göre harika?Kime göre harika? Ama çeviriyi yaptıran yayınevi böyle uygun görmüş heralde başlığı..İçindeki bilgiler 'kendine güvenen çocuk nasıl yetiştirlir'le ilgili daha çok..Montessori metodunu baz alarak bebeklikten 5-6 yaşlarına kadar çocuğumuzu yetiştirirken onun zaten içinde var olan öğrenme güdüsünü nasıl destekleyebileceğimizi anlatmış..Daha çok 2-5 yaş arasını kapsayan aktivite örnekleri vermiş..Bebeklik(0-1 yaş) dönemiyle ilgili olarak iki şeyin üzerinde çok durmuş:
1.Bebekle anne arasında ilk günlerden itibaren kurulacak bağın maksimum iletişimle kuvvetlendirilmesi:Aslında her bebek bakım kitabında vurgulanan bebekle her daim konuşmak,şarkılar söylemek,masallar anlatmak..
2.Bebek dostu ev dekorasyonu ile bebeğin hareketlerini kısıtlamadan özgür ortamlar oluşturarak keşfetmesine destek.

Aslında kitaptaki etkinliklerin hiçbirinde 'a ben neden düşünmedim bunu' demiyorsunuz..Etkinlikler çok tanıdık,bildik..Çoğu ailede yaşanılan gibi..Belki biraz 'farkındalığı arttıyor' okumak..Mesela 'bebek için mama sandalyesinde,anakucağında,yürüteçte geçirdiği her dakikanın bir kayıp' olduğunu söylüyor bir yerde..Çünkü bebek hareket edebildiğince,keşfedebildiğince öğrenir..Gün içerisinde hatırlanması gereken bir ayrıntı heralde..
Neyse amacım kitabı tanıtmak değildi aslında, hatırlattıkları var..

Montessori'yi duyunca aklıma Ünv.4.sınıftaki 'eğitim felsefesi' dersinin final sorusu geldi:'Montessori'nin eğitime yaklaşımında ödül ve cazaya yer vermemesi hangi görüşlerine dayanmaktadır?'(Ben o derste yoktum..Vallahi de kaçırmışım, sıklıkla uykuya yenik düşüp saatimi bidaha bidaha ileri aldığım sabah derslerine denk gelmiş olmalı..)Montessori ismini hafızama hatırlatamadım sınavda ama ödül ve ceza konusunda Rousseau'dan girdim Maslow'un kişilik teorisinden çıktım..Geçtim gitti..

Üniversite yıllarında eğitimin nasıl olması gerektiği konusunda birsürü felsefe öğrendik..Günümüzde en çok kabul göreni ise 'çocuk merkezli öğrenme' biçimi..Montessori metodu da bunu savunuyor..(Yok bu konunun uzmanı değilim tabi..Amacım bilgilendirmek değil zaten..Zira ben de yeni yeni bilgileniyorum.Sevgili Esra'nın kurduğu mail grubu ve bu grubun bloğu bu konu için güzel bir kaynak.Zira Türkçe kaynak sıkıntısı var Montessori Metodu ile ilgili..Çevirilen kitapların da baskıları yok malesef)'Çocuğu zorlama yerine çocuğun öğrenme zevkini kendi kendine yaşamasını sağlamak'..Başarmanın zevkine varmak; birilerini geçebilmek, birilerinin gözüne girebilmek için değil de sadece kendin için öğrenmek..Peki eğitim fakültelerinde bu dersler yıllar yılı veriliyor da,herkes doğruları biliyor da neden günümüzdeki eğitim sistemimiz bu durumla çelişiyor?

Kendi hayatımı düşündüm çocuğum için endişelenirken..SS'ler arasında geçip giden hayatımı..ALS,ÖSS,KPSS,ÜDS cart S curt S..Ne için öğrendik??Seçilmek (!) ve yerleştirilmek (!) için..Bir kurum tarafından,birilerinin sorularıyla değer biçilerek seçildik seçildik yerleştirildik..(Ya sahi bide neydi bu 81 döneminin şanssızlığı..Anadolu Liseleri sınavına girdik oh bitti dedik,dondurmalarımızı yalarken arkadaşlarla öğrendik ki sorular çalınmış hadi bakalım tekrar..ÖSS'ye (sene 99:) )gircez bir gün sonra pikniklere gidildi,stres atıldı..Akşamın haberlerde açıklandı soruların çalındığı..Sınav ertelendi..81 mağdurları..)Üniversitenin sonuna gelene kadar kendim için öğrendiğim çok şey olmadı heralde..Meslek sahibi olup biraz olgunlaşıp bişeylerin bilincine varınca aslında insanın bişeyler öğrenmeye 'kendinin' ihtiyacı olduğunu anladım..Yine de mutlu azınlıktanım heralde..En azından sevdiğim bir mesleğim var..Zaman zaman hayıflansam da genel olarak mutluyum..

Çocuğum için ne yapabilirimi düşündürüyor bu kitap evet..Onun kendine güvenen bir birey olabilmesi için evde uygulanabilecek hoş fikirler veriyor..Okurken evet kesinlikle yapmalıyım,böyle yetişmeli diyorsunuz..Başarmanın zevkine varan,kendine güvenen,kendi ihtiyaçlarını karşılamayı yine kendi kendine öğrenebilen,ödül için değil kendini mutlu etmek için öğrenen bir birey olmalı..Ama yapabileceğimiz nereye kadar?Hadi diyelim doğru bildiklerinizle, ve tabii ki kendi öncelik verdiğiniz değerlerinizle yetiştirdiniz çocuğunuzu..Geldi çattı eğitim-öğretim çağı..Daha birinci sınıfa adım atar atmaz öğrenecek ödülü ve cezayı..Okumayı sökmedikçe kırmızı kurdelası takılmayacak,parmak kaldırmadıkça fikri sorulmayacak,öğretmeni tarafından en iyi resim seçilmedikçe sınıf panosuna asılmayacak çizdiği hayalleri belki..84'ten dört alıp üzülecek,problemi ilk ben çözdüm diye sevinecek..ve o da 'başarmanın zevkine varmak' için değil birilerini mutlu etmek,birilerini geçmek,seçilmek ve yerleştirilmek için öğrenmeyi öğrenecek en sonunda..Hangi noktaya kadar engel olabilirm ki??Derdim şöyle başarılı olsun böyle bir kariyeri olsun değil gerçekten..Neyi seçerse seçsin mutlu olmasını,kendine güvenen bir birey olmasını isterim..

Bunları düşünür oldum bu aralar çokça..Artık bebeklikten çıkıyor ya..Anlıyor ya anlatıyor ya kendince bişeyleri..Aslında öğrendiğim ama sadece üniversiteyi başarıyla bitirebilmek için öğrendiğim bilgileri tazelemeye çalışıyorum kafamda..Çok mu erken bunları düşünmek için?Evet belki..Ama bu hızla büyüyüp dururken gözümün önünde sanki o günler de yarın değil öbürgün geliverecekmiş gibi..

Dilerim gerçekten öncelik verdiği ahlaki değerleri,birileri için değil kendisi öyle istediği için yaptığı tercihleri ve bu tercihleriyle mutlu olduğu bir hayatı olur..Tabii ki bütün çocuklarımızın..

7 yorum:

Adsız dedi ki...

Esra aynı endişeler bende de oluyor gerçekten belki çok erken ama o kadar hızla buyuyorlar ki belki o zaman düşünmeye fırsat bile kalmayacak ve dediğin gibi kalsa ne olacak?yapılacak bir şey yok,montessori metoduna göre eğitimi diğer yaşıtlarından daha önde olacak ama okula başladığında haz alamayacak,yada onlar öğrenirken o ne yapacak? Neyse bunları zamanda gösterecek sanırım, bu arada oyun grubuna üyemisiniz? Ben mail attım ama cevap alamadım kimseden hangi yakadasınız_??
Sevgiler

KeLeBeK dedi ki...

hiç de erken bir düşünce değil esracım çok haklısın, sen istediğin gibi özgür düşünce ile büyüt yetiştir, sistemin şekilci zihniyetine takılsın daha 6 yaşında, yaşıtlarından ilerde bulsa bile kendini, aralarında körelip gitmesi çok doğal, eğitim sistemine kızıp okula vermeyenlere hak veriyorum bazı bazı...

Oz dedi ki...

Sobe:)

Adsız dedi ki...

Evet ben daha anne bile degilim, adayiyim sadece ama bence de erken degil. Degil dee, benim de hep takildigim nokta aynı; okula basladiklarinda bu durumdan rahatsiz olacaklar mi. biraz duzene goremi hareket etmek gerek aslında?
Postlarınızın devamini beklerim efenim, öpücükler Eceye...

dilek dedi ki...

Biri 4 yaşında diğeri 7 aylık iki kuzucuk sahibi olarak, benimle aynı kaygıları taşıyan saygıdeğer anneler size tüm içtenliğimle katılıyorum. Çevremdeki çocukların yarış atı gibi hem de ezber mantığı ile koşuşturulması biraz kaba gelebilir ama mide bulandırıcı geliyor.Bir arkadaşım bana okul yönetimleriyle sürekli çatışacağımı söylüyor, düşünce yapımı bildiği için.Umarım yanılırız ama zor.

zeyneppppp dedi ki...

Gercekten cok hizli buyuyolar. Kime gore dogru yetistirmek? Kitaplarin bazi sorulari cevaplandirmak icin cok gerekli olduguna inaniyorum iste o zamanlar araliyorum sayfalari..

aysarayı dedi ki...

herhalde en güzeli radikal bir karar olmakla birlikte evde eğitim vermek...diplomayı çok isterse dışardan bitirir,olur biter...

heyytt bee.ben de 99 girişliyim.ne sevinmiştim sınavın ertelenmesine..çünkü hiç çalışmamıştım,ve bi ay daha vaktimin olacağı harikaydı...heheheh...

7 Mart 2009 Cumartesi

Bir Kitap&Hatırlattıkları&Düşündürdükleri

Bu aralar bloglarda da çokça adına rastladığım bir kitap..Haftalardır sürünüyodu elimde ordan oraya..Kısıtlı zamanlarda okunabilmek üzre evin muhtelif yerlerini gezdi kendisi..Zaten öyle okunup kenara konabilecek bir kitap değil..Ara ara bakmalı çocuk büyütürken..

'Harika Çocuk Nasıl Yetiştirilir?'(Tim Seldin) Böyle iddialı kitap isimlerini sevmiyorum aslında..Neye göre harika?Kime göre harika? Ama çeviriyi yaptıran yayınevi böyle uygun görmüş heralde başlığı..İçindeki bilgiler 'kendine güvenen çocuk nasıl yetiştirlir'le ilgili daha çok..Montessori metodunu baz alarak bebeklikten 5-6 yaşlarına kadar çocuğumuzu yetiştirirken onun zaten içinde var olan öğrenme güdüsünü nasıl destekleyebileceğimizi anlatmış..Daha çok 2-5 yaş arasını kapsayan aktivite örnekleri vermiş..Bebeklik(0-1 yaş) dönemiyle ilgili olarak iki şeyin üzerinde çok durmuş:
1.Bebekle anne arasında ilk günlerden itibaren kurulacak bağın maksimum iletişimle kuvvetlendirilmesi:Aslında her bebek bakım kitabında vurgulanan bebekle her daim konuşmak,şarkılar söylemek,masallar anlatmak..
2.Bebek dostu ev dekorasyonu ile bebeğin hareketlerini kısıtlamadan özgür ortamlar oluşturarak keşfetmesine destek.

Aslında kitaptaki etkinliklerin hiçbirinde 'a ben neden düşünmedim bunu' demiyorsunuz..Etkinlikler çok tanıdık,bildik..Çoğu ailede yaşanılan gibi..Belki biraz 'farkındalığı arttıyor' okumak..Mesela 'bebek için mama sandalyesinde,anakucağında,yürüteçte geçirdiği her dakikanın bir kayıp' olduğunu söylüyor bir yerde..Çünkü bebek hareket edebildiğince,keşfedebildiğince öğrenir..Gün içerisinde hatırlanması gereken bir ayrıntı heralde..
Neyse amacım kitabı tanıtmak değildi aslında, hatırlattıkları var..

Montessori'yi duyunca aklıma Ünv.4.sınıftaki 'eğitim felsefesi' dersinin final sorusu geldi:'Montessori'nin eğitime yaklaşımında ödül ve cazaya yer vermemesi hangi görüşlerine dayanmaktadır?'(Ben o derste yoktum..Vallahi de kaçırmışım, sıklıkla uykuya yenik düşüp saatimi bidaha bidaha ileri aldığım sabah derslerine denk gelmiş olmalı..)Montessori ismini hafızama hatırlatamadım sınavda ama ödül ve ceza konusunda Rousseau'dan girdim Maslow'un kişilik teorisinden çıktım..Geçtim gitti..

Üniversite yıllarında eğitimin nasıl olması gerektiği konusunda birsürü felsefe öğrendik..Günümüzde en çok kabul göreni ise 'çocuk merkezli öğrenme' biçimi..Montessori metodu da bunu savunuyor..(Yok bu konunun uzmanı değilim tabi..Amacım bilgilendirmek değil zaten..Zira ben de yeni yeni bilgileniyorum.Sevgili Esra'nın kurduğu mail grubu ve bu grubun bloğu bu konu için güzel bir kaynak.Zira Türkçe kaynak sıkıntısı var Montessori Metodu ile ilgili..Çevirilen kitapların da baskıları yok malesef)'Çocuğu zorlama yerine çocuğun öğrenme zevkini kendi kendine yaşamasını sağlamak'..Başarmanın zevkine varmak; birilerini geçebilmek, birilerinin gözüne girebilmek için değil de sadece kendin için öğrenmek..Peki eğitim fakültelerinde bu dersler yıllar yılı veriliyor da,herkes doğruları biliyor da neden günümüzdeki eğitim sistemimiz bu durumla çelişiyor?

Kendi hayatımı düşündüm çocuğum için endişelenirken..SS'ler arasında geçip giden hayatımı..ALS,ÖSS,KPSS,ÜDS cart S curt S..Ne için öğrendik??Seçilmek (!) ve yerleştirilmek (!) için..Bir kurum tarafından,birilerinin sorularıyla değer biçilerek seçildik seçildik yerleştirildik..(Ya sahi bide neydi bu 81 döneminin şanssızlığı..Anadolu Liseleri sınavına girdik oh bitti dedik,dondurmalarımızı yalarken arkadaşlarla öğrendik ki sorular çalınmış hadi bakalım tekrar..ÖSS'ye (sene 99:) )gircez bir gün sonra pikniklere gidildi,stres atıldı..Akşamın haberlerde açıklandı soruların çalındığı..Sınav ertelendi..81 mağdurları..)Üniversitenin sonuna gelene kadar kendim için öğrendiğim çok şey olmadı heralde..Meslek sahibi olup biraz olgunlaşıp bişeylerin bilincine varınca aslında insanın bişeyler öğrenmeye 'kendinin' ihtiyacı olduğunu anladım..Yine de mutlu azınlıktanım heralde..En azından sevdiğim bir mesleğim var..Zaman zaman hayıflansam da genel olarak mutluyum..

Çocuğum için ne yapabilirimi düşündürüyor bu kitap evet..Onun kendine güvenen bir birey olabilmesi için evde uygulanabilecek hoş fikirler veriyor..Okurken evet kesinlikle yapmalıyım,böyle yetişmeli diyorsunuz..Başarmanın zevkine varan,kendine güvenen,kendi ihtiyaçlarını karşılamayı yine kendi kendine öğrenebilen,ödül için değil kendini mutlu etmek için öğrenen bir birey olmalı..Ama yapabileceğimiz nereye kadar?Hadi diyelim doğru bildiklerinizle, ve tabii ki kendi öncelik verdiğiniz değerlerinizle yetiştirdiniz çocuğunuzu..Geldi çattı eğitim-öğretim çağı..Daha birinci sınıfa adım atar atmaz öğrenecek ödülü ve cezayı..Okumayı sökmedikçe kırmızı kurdelası takılmayacak,parmak kaldırmadıkça fikri sorulmayacak,öğretmeni tarafından en iyi resim seçilmedikçe sınıf panosuna asılmayacak çizdiği hayalleri belki..84'ten dört alıp üzülecek,problemi ilk ben çözdüm diye sevinecek..ve o da 'başarmanın zevkine varmak' için değil birilerini mutlu etmek,birilerini geçmek,seçilmek ve yerleştirilmek için öğrenmeyi öğrenecek en sonunda..Hangi noktaya kadar engel olabilirm ki??Derdim şöyle başarılı olsun böyle bir kariyeri olsun değil gerçekten..Neyi seçerse seçsin mutlu olmasını,kendine güvenen bir birey olmasını isterim..

Bunları düşünür oldum bu aralar çokça..Artık bebeklikten çıkıyor ya..Anlıyor ya anlatıyor ya kendince bişeyleri..Aslında öğrendiğim ama sadece üniversiteyi başarıyla bitirebilmek için öğrendiğim bilgileri tazelemeye çalışıyorum kafamda..Çok mu erken bunları düşünmek için?Evet belki..Ama bu hızla büyüyüp dururken gözümün önünde sanki o günler de yarın değil öbürgün geliverecekmiş gibi..

Dilerim gerçekten öncelik verdiği ahlaki değerleri,birileri için değil kendisi öyle istediği için yaptığı tercihleri ve bu tercihleriyle mutlu olduğu bir hayatı olur..Tabii ki bütün çocuklarımızın..

7 yorum:

Adsız dedi ki...

Esra aynı endişeler bende de oluyor gerçekten belki çok erken ama o kadar hızla buyuyorlar ki belki o zaman düşünmeye fırsat bile kalmayacak ve dediğin gibi kalsa ne olacak?yapılacak bir şey yok,montessori metoduna göre eğitimi diğer yaşıtlarından daha önde olacak ama okula başladığında haz alamayacak,yada onlar öğrenirken o ne yapacak? Neyse bunları zamanda gösterecek sanırım, bu arada oyun grubuna üyemisiniz? Ben mail attım ama cevap alamadım kimseden hangi yakadasınız_??
Sevgiler

KeLeBeK dedi ki...

hiç de erken bir düşünce değil esracım çok haklısın, sen istediğin gibi özgür düşünce ile büyüt yetiştir, sistemin şekilci zihniyetine takılsın daha 6 yaşında, yaşıtlarından ilerde bulsa bile kendini, aralarında körelip gitmesi çok doğal, eğitim sistemine kızıp okula vermeyenlere hak veriyorum bazı bazı...

Oz dedi ki...

Sobe:)

Adsız dedi ki...

Evet ben daha anne bile degilim, adayiyim sadece ama bence de erken degil. Degil dee, benim de hep takildigim nokta aynı; okula basladiklarinda bu durumdan rahatsiz olacaklar mi. biraz duzene goremi hareket etmek gerek aslında?
Postlarınızın devamini beklerim efenim, öpücükler Eceye...

dilek dedi ki...

Biri 4 yaşında diğeri 7 aylık iki kuzucuk sahibi olarak, benimle aynı kaygıları taşıyan saygıdeğer anneler size tüm içtenliğimle katılıyorum. Çevremdeki çocukların yarış atı gibi hem de ezber mantığı ile koşuşturulması biraz kaba gelebilir ama mide bulandırıcı geliyor.Bir arkadaşım bana okul yönetimleriyle sürekli çatışacağımı söylüyor, düşünce yapımı bildiği için.Umarım yanılırız ama zor.

zeyneppppp dedi ki...

Gercekten cok hizli buyuyolar. Kime gore dogru yetistirmek? Kitaplarin bazi sorulari cevaplandirmak icin cok gerekli olduguna inaniyorum iste o zamanlar araliyorum sayfalari..

aysarayı dedi ki...

herhalde en güzeli radikal bir karar olmakla birlikte evde eğitim vermek...diplomayı çok isterse dışardan bitirir,olur biter...

heyytt bee.ben de 99 girişliyim.ne sevinmiştim sınavın ertelenmesine..çünkü hiç çalışmamıştım,ve bi ay daha vaktimin olacağı harikaydı...heheheh...