26 Kasım 2008 Çarşamba

Gecikmiş iki sobe...

Malum geçen yazı böyle terelellilerin geldiği br vakitte olunca,bizim gece cinleri (Bunların bi de gündüz gelenleri var ara ara) kafamın en tepesinde halaya durunca ne zamandır yazmak istediğim sobeler de içine girmediler..daha fazla geciktirmeden yazalım yapalım ödevimizi dedim..

Önce sevgili Hülya'nın sobesi ve bebemizin bizi mest eden halleri..Aslında her hali tabi ama en çok da..

- Emerken sanki dünyayı nasıl kurtarırımı düşünüyomuş gibi gayet ciddi bir edayla gözlerini açıp açıp kapamasına..
- Yanına yaklaştığımda onu almam için kollarını havaya kaldırıp kaldırıp hızla bacaklarına vuruşuna..
- Malum ihtiyacını görürken kızarıp kızarıp ıkınmasına...
- ce ee oynarken yüzüme kapattığım yastığın altından bakışına ve sırıtışına..
- Altını açınca kıkırdamasına ve ayaklarını havaya kaldırıp kaldırıp indirmesine...
- Ben yemek yerken elime aldığım lokmaların birdenbire nasıl kaybolduğuna ağzının açık kalmasına..(Tam anlamıyla ağzı açık izliyor yani..)
- Sabahları daha gözünü açmadan çenesinin açılmasına ve ardıardına sıraladığı bıcır bıcır konuşmalarına..
- Işıktan karanlığa geçiverince gözbebeklerinin kocaman kocaman açılıp yüzüne de en şaşkın ifadenin oturmasına (Ankaraya giderken Bolu tüneline girerken farketmiş ve gülmekten yerlere yatmıştım....Anlatmakla olmaz görmek lazım diycem ama o anı yakalamanın imkanı yok tabi...)
- Oynarken oynaşırken birdenbire çıkardığı zort sesiyle şok olmasına ve ardından dudağını büzüp ağlamasına
- Sinirlenince aaaaa-a deyip bağırıp bize aklınca kafa tutmasına (yerim ben senin sinirini üflesem uçarsın be yavrum bacak kadar boyunla dötündeki mokunla kime kafa tutuyon sen)


- Gülerken tombul yanacıklarından gözlerinin kaybolmasına..(Şekildeki gibi)mest oluyorum ölüyorum bitiyorum...

Foto bugünden..Bugün baktım hava güzel hazırladım kızı kendim de giydim kapşonlumu dışarı çıkalım dedim ilk defa yalnız olarak..Puseti indirdim merdivenlerden bi de baktım pusetin tekerlekleri yok..Bagajda kalmışlar..(Tekerleklerini çıkarmadam sığmıyo da bizim mini bagaja)Aradım kocayı dedim getir tekerlekleri ben niyetlendim hazırlandım giremem içeri..Adam şaşırdı önce sonra baktı kadının heyheyleri gelecek gene mecbur geldi işyerinden..(Çok uzak sayılmaz canım işyeri..)Gezdik azıcık dışarda uyudu böyle mest oldu...



Neyse mevzuya dönelim..Bir de sevgili Güneş'in sobesi vardı..Garip hallerimle ilgili...Düşününce pek aklıma gelmedi aslında ama aklıma gelenleri sıralayayım bakiyim..Benim için gayet normal ama başkasına garip gelen haller şöyle bende efendim...

- Arabayı sola asla park edemem...Bu konuda tam özürlüyüm sola yanaşırken beynim tam anlamıyla duruyo ve direksiyonu ne yöne çevirmem gerektiğini anlayamıyorum (gerçekten!)..
- Beş dakika sonra yerinden alınıp kafamın altına konacak olan yastığı bile asıl yerine koyar düzeltir alacaksam da ondan sonra alırım..(Düzen takıntısı)
- Bir gömlek bile yamuk duruyosa gardrobun kapağını kapatamam (Düzen takıntısı)
- Kıyafetleri yerlerine renklerine göre gruplandırıp koyarım..
- Dışardan gelince eşofmanlarımı giymeden ve üzerimden çıkardıklarımı toplamadan tuvalete bile giremem..
- Evde asla ama asla eşofman dışında bişiyle -dışarı kyafetiyle yani-oturamam (Şöyle süslenip edip kocamı karşılamışlığım neyim yoktur yani...Temzmiyim misler gibi eşofmanlarımda temizmi yakışmış mı bana tamamdır..Abartmaya şımartmaya gerek yok bence kendilerini)
- Gene dışardan gelince evi toparlayıp herşeyi yerli yerine koymadan asla yemeğe girişemem..(Özellikle okuldan gelince çok sorun oluyodu bu..Halbuki koy yemeğini o pişerken topla evi di mi...Yok batıyo bana valla..)
-Saçlarımı dolayıp tepeme toplamadan hiçbir işe girişemem..( bu reklem filimlerindeki elinde vileda saçlar yapılı makyajlı cicili bicili giyinmiş tiplere ölüyorum bu nedenle...Biraz daha realist olalım ya böyle temizlik yapan var mı Allahınız aşkına??)
- Bir yemek pişirirken asla ikincisine başlayamam..Herşey ayrı ayrı olcak sonra kafam karışıyo..
- Yürüyüşe bile çantasız çıkamam asla elimi kolumu sallaya sallaya dolaşamam bir elim muhakkak çantada olmalı..
- Saatin olduğu bir odada uyuyamam (tık tık beynimi deliyo o ses)
- Gece evde yalnızsam asla duşa giremem..

Temizlik ve düzen konusunda herşeye takıntılıyım aslında genel anlamda..Bu da anneciğimden bana kalan bir miras heralde...gerçi bebek olunca biraz daha hafiflemek zorunda kalabliyo bu takıntılar ama bu defa bebekle ilgili yeni yeni takıntılar başlayabiliyo..(Bakınız 'Beynimi Kemiren Sorular'yazısı)

Hülya'ya ve Güneş'e teşekkür ediyor ve mızırdanmakta olan Ece hanımın yanına gidiyorum efendim..

Kalın sağlıcakla..

7 yorum:

Hülya Cinsçiçekçi dedi ki...

sobeme karşılık gelmiş canım saol. biz de ece hanımı pek seviyoz ailecek değil sülalecenek(ciddiyim)sen anlattıkça gözümde canlandı valla tatlılıkları.
blogu link vermek için sırayla şunları yapman gerekiyo
-yeni kayıt
-ordaki boş sayfanın üstündeki soldan üçüncü ikon, yani b ve i'nin yanındaki "bağlantı ekle" sekmesini tıklıyosun
-yeni açılan pencereye vermek istediğin linkin adresini kopyala-yapıştır diyerek yapıştırıyorsun.
-bitti

Rahsan Collyer dedi ki...

Mummy senin şu saydığın takıntıların çoğu bende de var. Demek tuhaf olan tek ben değilmişim:) Gece yalnızsam öldürsen duşa giremem mesela, ya da saatin olduğu odada asla uyuyamam. Eve girer girmez eşofman gibi rahat şeyler giymeden ben de rahat edemem...vs. Titizlik ve simetri takıntısını zaten geçtim. Nolcak bilmiyorum bu işin sonu:)

ELÇİN dedi ki...

canım alemsin :)

eskiden bunların bazıları bende de vardı ...

ama baktımki bu işin sonu çok kötü yavaş yavaş bıraktım :)

zaten senin prenses yürüsün bak bakalım 2 3 çeşit yemeği aynı anda nasıl yapıyorsun :)

sevgiler

уαѕємiη dedi ki...

bende evde eşofamnla gezenlerdenim benim koca kişiside evde süslenmiş neyim halimi hiç görmezz

bi işe koyulurken saç toplama takıntısı bende de var :)) yani yalnız değilsin canımm

kuzunın gülen resmi ne kadar hoşş hep gülümsesin ömrü boyunca

aybike dedi ki...

Canım merhabalar;
Önceki yazında attığın taşa çok üzüldüm.Bak gelin olmasını beklemeden defalarca geldim.Bazı nedenlerden ötürü kendi blogumla bile ilgilenmezken malum başka bloglarla ilgilenemedim:(
Sen Hasan erenin sünnetine yetişsen bari:))
Ben Eceyi çok seviyorum.Siz gelmesenizde biz geliriz efendim:)

sevgilerr..

mummy dedi ki...

Hülyacığım çok saolasın bu sefer anladım galiba:)Deneyeceğim hemen..

Rahşancım merak etme bebek büyüdükçe ve oyuncaklar etrafı sarınca düzen takıntısı hafifliyor mecburen...Yoksa her dağınıklığı toparlamaya kalkarsan nefes alamazsın...Sevgiler..

Elçiccim valla yemek konusunda bir ilerleme kaydedemedim henüz ama ümitliyim pratikleşme hususunda:)SEvgiler..

Yasemincim çok teşekkürler güzel dileğine..


Aybikecim bloğuna yazdım zaten ama burdan bi kere daha özür...Alınma sakın...Öptüm çok..

Adsız dedi ki...

Kıyafetleri renklerine göre gruplandırmak garip geldi bana:)

26 Kasım 2008 Çarşamba

Gecikmiş iki sobe...

Malum geçen yazı böyle terelellilerin geldiği br vakitte olunca,bizim gece cinleri (Bunların bi de gündüz gelenleri var ara ara) kafamın en tepesinde halaya durunca ne zamandır yazmak istediğim sobeler de içine girmediler..daha fazla geciktirmeden yazalım yapalım ödevimizi dedim..

Önce sevgili Hülya'nın sobesi ve bebemizin bizi mest eden halleri..Aslında her hali tabi ama en çok da..

- Emerken sanki dünyayı nasıl kurtarırımı düşünüyomuş gibi gayet ciddi bir edayla gözlerini açıp açıp kapamasına..
- Yanına yaklaştığımda onu almam için kollarını havaya kaldırıp kaldırıp hızla bacaklarına vuruşuna..
- Malum ihtiyacını görürken kızarıp kızarıp ıkınmasına...
- ce ee oynarken yüzüme kapattığım yastığın altından bakışına ve sırıtışına..
- Altını açınca kıkırdamasına ve ayaklarını havaya kaldırıp kaldırıp indirmesine...
- Ben yemek yerken elime aldığım lokmaların birdenbire nasıl kaybolduğuna ağzının açık kalmasına..(Tam anlamıyla ağzı açık izliyor yani..)
- Sabahları daha gözünü açmadan çenesinin açılmasına ve ardıardına sıraladığı bıcır bıcır konuşmalarına..
- Işıktan karanlığa geçiverince gözbebeklerinin kocaman kocaman açılıp yüzüne de en şaşkın ifadenin oturmasına (Ankaraya giderken Bolu tüneline girerken farketmiş ve gülmekten yerlere yatmıştım....Anlatmakla olmaz görmek lazım diycem ama o anı yakalamanın imkanı yok tabi...)
- Oynarken oynaşırken birdenbire çıkardığı zort sesiyle şok olmasına ve ardından dudağını büzüp ağlamasına
- Sinirlenince aaaaa-a deyip bağırıp bize aklınca kafa tutmasına (yerim ben senin sinirini üflesem uçarsın be yavrum bacak kadar boyunla dötündeki mokunla kime kafa tutuyon sen)


- Gülerken tombul yanacıklarından gözlerinin kaybolmasına..(Şekildeki gibi)mest oluyorum ölüyorum bitiyorum...

Foto bugünden..Bugün baktım hava güzel hazırladım kızı kendim de giydim kapşonlumu dışarı çıkalım dedim ilk defa yalnız olarak..Puseti indirdim merdivenlerden bi de baktım pusetin tekerlekleri yok..Bagajda kalmışlar..(Tekerleklerini çıkarmadam sığmıyo da bizim mini bagaja)Aradım kocayı dedim getir tekerlekleri ben niyetlendim hazırlandım giremem içeri..Adam şaşırdı önce sonra baktı kadının heyheyleri gelecek gene mecbur geldi işyerinden..(Çok uzak sayılmaz canım işyeri..)Gezdik azıcık dışarda uyudu böyle mest oldu...



Neyse mevzuya dönelim..Bir de sevgili Güneş'in sobesi vardı..Garip hallerimle ilgili...Düşününce pek aklıma gelmedi aslında ama aklıma gelenleri sıralayayım bakiyim..Benim için gayet normal ama başkasına garip gelen haller şöyle bende efendim...

- Arabayı sola asla park edemem...Bu konuda tam özürlüyüm sola yanaşırken beynim tam anlamıyla duruyo ve direksiyonu ne yöne çevirmem gerektiğini anlayamıyorum (gerçekten!)..
- Beş dakika sonra yerinden alınıp kafamın altına konacak olan yastığı bile asıl yerine koyar düzeltir alacaksam da ondan sonra alırım..(Düzen takıntısı)
- Bir gömlek bile yamuk duruyosa gardrobun kapağını kapatamam (Düzen takıntısı)
- Kıyafetleri yerlerine renklerine göre gruplandırıp koyarım..
- Dışardan gelince eşofmanlarımı giymeden ve üzerimden çıkardıklarımı toplamadan tuvalete bile giremem..
- Evde asla ama asla eşofman dışında bişiyle -dışarı kyafetiyle yani-oturamam (Şöyle süslenip edip kocamı karşılamışlığım neyim yoktur yani...Temzmiyim misler gibi eşofmanlarımda temizmi yakışmış mı bana tamamdır..Abartmaya şımartmaya gerek yok bence kendilerini)
- Gene dışardan gelince evi toparlayıp herşeyi yerli yerine koymadan asla yemeğe girişemem..(Özellikle okuldan gelince çok sorun oluyodu bu..Halbuki koy yemeğini o pişerken topla evi di mi...Yok batıyo bana valla..)
-Saçlarımı dolayıp tepeme toplamadan hiçbir işe girişemem..( bu reklem filimlerindeki elinde vileda saçlar yapılı makyajlı cicili bicili giyinmiş tiplere ölüyorum bu nedenle...Biraz daha realist olalım ya böyle temizlik yapan var mı Allahınız aşkına??)
- Bir yemek pişirirken asla ikincisine başlayamam..Herşey ayrı ayrı olcak sonra kafam karışıyo..
- Yürüyüşe bile çantasız çıkamam asla elimi kolumu sallaya sallaya dolaşamam bir elim muhakkak çantada olmalı..
- Saatin olduğu bir odada uyuyamam (tık tık beynimi deliyo o ses)
- Gece evde yalnızsam asla duşa giremem..

Temizlik ve düzen konusunda herşeye takıntılıyım aslında genel anlamda..Bu da anneciğimden bana kalan bir miras heralde...gerçi bebek olunca biraz daha hafiflemek zorunda kalabliyo bu takıntılar ama bu defa bebekle ilgili yeni yeni takıntılar başlayabiliyo..(Bakınız 'Beynimi Kemiren Sorular'yazısı)

Hülya'ya ve Güneş'e teşekkür ediyor ve mızırdanmakta olan Ece hanımın yanına gidiyorum efendim..

Kalın sağlıcakla..

7 yorum:

Hülya Cinsçiçekçi dedi ki...

sobeme karşılık gelmiş canım saol. biz de ece hanımı pek seviyoz ailecek değil sülalecenek(ciddiyim)sen anlattıkça gözümde canlandı valla tatlılıkları.
blogu link vermek için sırayla şunları yapman gerekiyo
-yeni kayıt
-ordaki boş sayfanın üstündeki soldan üçüncü ikon, yani b ve i'nin yanındaki "bağlantı ekle" sekmesini tıklıyosun
-yeni açılan pencereye vermek istediğin linkin adresini kopyala-yapıştır diyerek yapıştırıyorsun.
-bitti

Rahsan Collyer dedi ki...

Mummy senin şu saydığın takıntıların çoğu bende de var. Demek tuhaf olan tek ben değilmişim:) Gece yalnızsam öldürsen duşa giremem mesela, ya da saatin olduğu odada asla uyuyamam. Eve girer girmez eşofman gibi rahat şeyler giymeden ben de rahat edemem...vs. Titizlik ve simetri takıntısını zaten geçtim. Nolcak bilmiyorum bu işin sonu:)

ELÇİN dedi ki...

canım alemsin :)

eskiden bunların bazıları bende de vardı ...

ama baktımki bu işin sonu çok kötü yavaş yavaş bıraktım :)

zaten senin prenses yürüsün bak bakalım 2 3 çeşit yemeği aynı anda nasıl yapıyorsun :)

sevgiler

уαѕємiη dedi ki...

bende evde eşofamnla gezenlerdenim benim koca kişiside evde süslenmiş neyim halimi hiç görmezz

bi işe koyulurken saç toplama takıntısı bende de var :)) yani yalnız değilsin canımm

kuzunın gülen resmi ne kadar hoşş hep gülümsesin ömrü boyunca

aybike dedi ki...

Canım merhabalar;
Önceki yazında attığın taşa çok üzüldüm.Bak gelin olmasını beklemeden defalarca geldim.Bazı nedenlerden ötürü kendi blogumla bile ilgilenmezken malum başka bloglarla ilgilenemedim:(
Sen Hasan erenin sünnetine yetişsen bari:))
Ben Eceyi çok seviyorum.Siz gelmesenizde biz geliriz efendim:)

sevgilerr..

mummy dedi ki...

Hülyacığım çok saolasın bu sefer anladım galiba:)Deneyeceğim hemen..

Rahşancım merak etme bebek büyüdükçe ve oyuncaklar etrafı sarınca düzen takıntısı hafifliyor mecburen...Yoksa her dağınıklığı toparlamaya kalkarsan nefes alamazsın...Sevgiler..

Elçiccim valla yemek konusunda bir ilerleme kaydedemedim henüz ama ümitliyim pratikleşme hususunda:)SEvgiler..

Yasemincim çok teşekkürler güzel dileğine..


Aybikecim bloğuna yazdım zaten ama burdan bi kere daha özür...Alınma sakın...Öptüm çok..

Adsız dedi ki...

Kıyafetleri renklerine göre gruplandırmak garip geldi bana:)