BİS GELDİİİKKK..

 

Vee Alanya tatilimizden doğurmadan evime gelmiş bulunuyorum efendim...Biraz boşuna evham yapmışım çok şükür çok zorlanmadım ama tabi bebişin ne zaman geleceği belli olmazdı o da saolsun yamuk yapmadı annesine:)

Cumartesi sabahın bi köründe kalktık erken çıkalım yol alalım diye..Daha hiçbirimizin (gezi ekibi: Esra hanım, Ece Hanım, kocamız, ablamız, eniştemiz ve kızları minik Aslımız)afyonu patlamamışken Yenikapı'dan feribota attık kendimizi..Feribotta çay içerekten ve sandviçlerimizi yiyerekten uykularımızı da açıp musmutlu indik Bursa'ya..Bozüyükte gene acıktığımızı farkedip mola verdik poğaça almak için..Tıkına tıkına Afyon'a vardık bidaha mola vermeden..Afyon'da 2 saatlik bir mola verip önce sucuk dönerleri daha sonra Afyon kaymaklı kabak tatlılarını mideye indirdikten sonra iki bacanağın tüm sitemlerine rağmen orda bulduğumuz alışveriş merkezini de atlamayarak kocalarımızı uyuz ettik..Bu arada benim zaten şiş olan ayaklarım iyice bi davul moduna geldiler..Ben de mecburen her bulduğum sandalyeye oturağa ayağımı uzataraktan dinlendirmeye çalıştım ama nafile o günden sonra bidaha ayaklarım inmedi ben onlara onlar bana alıştılar artık göz estetiğimi bozmuyolar:) Neyse efendim Afyon'dan sonra hiç mola vermeden Antalya'ya indik ki orda yardımsever bir vatandaşımızın uyarısı ile tekerimizin indiğini öğrendik..(Zaten pek hafif olmayan araba bi de yolda alınan kilolara daha fazla dayanamadı)Derken akşam saatlerinde Alanya'ya otelimize varmış olduk...

Akşam saatlerinde annemle zaten Alanya'da olan babam da otele geldiler..Böylece otelin tek Türk kafilesi oluşmuş oldu..Gariptir ama oteldeki tek Türk aile bizdik cidden yani biz adamlara yabancı muamelesi yapacağımıza adamlar bize yabancı muamelesi yaptılar diyebilirim..Neyse efenim otele girer girmez resepsiyondaki amca yemek saati bitmeden restorana inin de sonra yapalım girişinizi diyince zaten bunalmış ve pek acıkmış olan kafilemiz indi tıkınmaya ki bu andan itibaren (tatile nasıl başlarsan öyle gider diye bişey varmı bilmiyorum ama)sürekli bir tıkınma halindeydik..Sabah,öğle,akşam yemeği,çay saati ve snacke olmak üzere herşey dahil verdiğimiz paraların hakkını sonuna kadar aldık yani..(Zaten bu beş yıldıslı olan pek bi lüküs otelde sezonun bir gecelik fiyatına biz bir hafta tatil yapmış olduk diyim gerisini düşünün yani..Öyle ki adamlar bizden kar etmek şöyle dursun zarar bile etmişlerdir tahminimce)

Neyse efendim şansımıza havalar da güzel gitti sıcak ama bunaltmayan insanı yapış yapış yapmayan bi kıvamdaydı..Otelin havuz sauna hamam gibi nimetlerinden yararlanamayınca sıkılmayalım diye bol bol gesmeye çalıştık..Bigün Alanya kalesine, bigün Düden şelalesine bigün Kemer ve Antalyaya giderekten evde otuduğumuz günlerin acısını da çıkarmış olduk..

(Ece Hanım Alanya kalesine)

Otelde kaldığımız dakikalar ise yemek,içmek,lobide insanların acayip bakışlarına rağmen göbeemi gere gere ayaklarımı sehpaya uzatıp oturmak, animatör adı altında görev yapan şarlatanların cıvıklıklarına gülmek( gerçi bu hafiften topiş animatörlerden birisi havuz başında eşimin üzerine atlama girişiminde bulunup da aman diyim bizden uzak dur bizi bozar öyle şeyer koçum cevabını alınca bize pek bulaşamadı)ve oyun parkısı denen mekanda teyzoşu eğlendirmeklen geçti..Bu arada heryere benden önce giren göbeğimle pek bi ilgi odağıydım otelde..Özellikle yaş ortalaması 55+ olan bu Alaman teyzeler amcalar memleketlerinde çok genç hamile göremediklerinden midir yoksa bu doğurdu doğuracak kadının burda işi ne diye düşündüklerindenmidir nedir birbirlerine göstererekten acayip bakışlar attılar bana..Hatta asansörde göbeğime dokunup 'beybi yeee ooo so gut gut'şeklinde bişiyler zırvalamaya çalışanlarda oldu..Böyle karşılıklı gülüştük kendüleriyle...Hele ki 2.5 yaşındaki yeğenimin de elimden tuttuğu anlarda reyting rekorları kırdık yane..Biri elinde biri karnında iki bebe kadın tatil derdinde...

(Tatlı teyzoş)

Böyle güsel bir haftanın sonunda huzur manyağı olup (hatta bu huzurdan sıkılma noktasına gelerek) Alanya'dan Cumartesi günü ayrıdık..Konya üzerinden (ve tabi Allahın emri Konya'da durup bi de etli ekmek yiyerekten) Ankara'ya geldik.Ankara'da bir gece kalıp Pazar akşamı İstanbul'a geldik artan kilolarımızla...Bir haftada iki kilo daha alaraktan hamileliği +13 kilo ile bitirme hayallerine de veda ettim bu arada..

Acık da bebikten haberler.. Ece Hanımın hareketleri iyiden iyiye canımı acıtmaya başladı 35. haftaya girerken...Hatta bazen içerlerde ne hareketler yapıyosa artık karnım üçgen, yamuk, silindir gibi şekiller alıyo ki yalvarıyorum o zaman kendisine eski pozisyonuna dönsün diye...Bugünlerde ayak şişliklerinin yanısıra ellerimde şişmeye başladı..Hatta yumruk yapınca acıyo parmaklarım..Alyansımı çıkardım daha fazla şişerler de yüzüğüm çıkmaz diye..Sabahları kendimi tanıyamıyorum aynada..Yüzüm bir şişiyo ki dudaklar Aysu Kayacı modeli oluyo(ki bu iyi sayılabilir belki) burun da armut şeklini alıyo şişmekten..Ha bi de unutmadan ekliyim hamilelerin pek azında görülen (ben bu azınlığa da girdim yani helal beaaa)gebelik horlaması diye bişiy varmış duyan oldu mu..İşte gece bana yakın uyuyanlar duyuyolar artık:)Acayip horluyomuşum rahimin genişleyerek göğüs kafesini daraltması ve vücutta su toplanması buna neden oluyomuş..Ben demedim mi ben de görülmeyen gebelik semptomu yok diye kardeşiiimm...Merakla karnımın çatlayacağı günü bekliyorum hatta o kadar eminim ki o yağları kullanmayı da bıraktım artık...Ne boşuna yorcam kendimi be yaa...

Hayır şu son ayımı da dul kalmadan atlatablirsem kocam bidaha beni boşamaz heralde ömür boyunca...Durum o derece feci yani:))

Kalın sağlıcakla....